Был на рыбалке

вот такая рыба была)

balık.jpeg

Вечером поссорились супруги

С вечера поссорились супруги,
Говорили много резких слов.
Сгоряча не поняли друг друга,
Напрочь позабыли про любовь.

Утром мужу на работу рано,
А на сердце — горечи печать.
За ночь глупость ссоры осознал он,
Подошёл жену поцеловать.

Не спала, но все же притворилась,
Отвернула в сторону лицо.
В глубине обида затаилась,
Как удав, свернувшийся кольцом.

Дверь закрыл — ни слова на прощанье,
Со двора на окна посмотрел…
Если б они знали, если б знали,
Что ушёл из дома насовсем.

А жена привычными делами,
Как всегда, своими занялась:
Детское бельишко постирала,
Борщ сварила, в доме прибралась.

Чистый пол, помытая посуда,
И с работы скоро муж придёт.
— Я с ним разговаривать не буду,
Пусть прощенья просит, пусть поймет.

Гордость в сердце вздыбилась высоко:
— Первою к нему не подойду!
По ролям разыгрывалась ссора
В воспалённом дьяволом мозгу.

Шесть пробило, семь и полвосьмого…
Неподвижна дверь, молчит порог.
И в тревоге что—то сердце ноет,
Где же задержаться так он мог?

Вдруг какой-то крик и суматоха,
Чей-то голос, плачущий навзрыд,
И соседский мальчуган Алёха
Крикнул запыхавшись: “В шахте взрыв!”

Взрыв. Совсем коротенькое слово,
Сердце будто в клочья порвало.
Нет, она к такому не готова!
Может, жив он, может, повезло.

И в слезах по улице бежала,
Вспоминая с болью прошлый день,
Как в обиде злилась и кричала,
Застилала разум злобы тень.

Заведённой куклой повторяла:
— Мой родной, о только бы не ты.
Я б к твоим ногам сейчас упала,
Прошептав короткое “прости”.

Им бы знать вчера, что будет завтра,
По-другому всё могло бы быть.
Смерть, как вор, приходит, так внезапно,
Не оставив шанса долюбить.

Прогремит неумолимо грозно
Приговор. Его не изменить.
Исправлять ошибки слишком поздно,
С этой болью ей придётся жить.

Люди, будьте к ближним своим мягче,
Относитесь с нежностью, добром
И не обижайте, а иначе
Можно горько каяться потом…

bahîre, sâibe, vasîle ve hâm

bahîre

“Yarmak” anlamındaki bahr kökünden gelmektedir. Câhiliye Arapları, doğurganlıkları ile ilgili olarak veya ilâhlarına sundukları adaklarına konu olması itibariyle deve ve koyunlarına bahîre, sâibe*, vasîle* ve hâm* gibi isimler vermişler, bu hayvanlar üzerine bazı dinî hüküm ve örfler bina etmişlerdir. Hz. Peygamber’den nakledilen bazı rivayetlerde bahîrenin, Câhiliye Arapları tarafından kulakları yarılarak sütünün içilmesi, sırtına binilmesi ve yük yüklenmesi haram sayılan dişi deve olduğu belirtilmekte, bu âdeti ilk defa başlatanın da Müdlicoğulları’ndan bir adam olduğu ve bu kişinin âhirette ağır şekilde cezalandırılacağı yine bu rivayetlerde yer almaktadır (bk. Taberî, VII, 56). Sahâbîlerden Saîd b. Müseyyeb’in Buhârî’de yer alan tarifine göre ise bahîre, “putlar uğruna sağılması yasaklanan ve sütünün içilmesi haram olan dişi devedir”

sâibe

Sözlükte “akmak; başını alıp istediği yere gitmek” anlamlarındaki seyb (seyebân) kökünden türeyen sâibe “istediği yere gidip dolaşması için salıverilen hayvan” demektir. Câhiliye Arapları hastalıktan şifa bulmak, uzun bir yolculuktan selâmetle dönmek, savaşta galip gelmek amacıyla veya bir nimete şükretmek niyetiyle adak adadıkları zaman ilâhları ve putları uğruna bir deve salıverir, buna sâibe adını verirlerdi. Bu devenin sağılması, tüyünün kırkılması, sırtına binilmesi yahut yük yüklenmesi yasaklanır, bu durumdaki hayvanların sütünü yalnızca kendi yavruları veya yolcular içebilirdi (Buhârî, “Menâķıb”, 9; “Tefsîr”, 5/13). Hayvanları takdis etme anlamına gelen bu âdeti ve putlara kurban adamayı ilk defa Hicaz’da başlatan kişinin Amr b. Luhay el-Huzâî olduğu rivayet edilmektedir.

vasîle

Sözlükte “varmak, ulaşmak; bir şeyi bir şeyle birleştirmek” anlamındaki vasl (sıla) kökünden türeyen vasîle “ulaşan, kavuşan” demektir (Lisânü’l-Arab, “vśl” md.). Terim olarak Câhiliye döneminde belli özellikleri sebebiyle tanrılara adanan, ancak belirli kimselerin yararlandığı koyun veya dişi deveyi yahut onların yavrusunu ifade eder. Câhiliye Arapları, doğurganlıkları veya ilâhlarına sundukları adaklara konu olmaları bakımından deve ve koyunlarına bahîre, sâibe, vasîle ve hâmî gibi isimler vermiş, bu hayvanlar üzerine bazı hükümler bina etmiştir. Buna göre belli özelliklere sahip deve veya koyunlar kadınlara haram olup bunların et, süt ve yününden sadece erkekler faydalanabilirdi. Ölmüş hayvan etinden ise hem erkekler hem kadınlar yararlanırdı. Ayrıca belirli sayıda yavru doğurması yahut erkek ya da dişi doğurması gibi özelliklerine göre deve yahut koyunlar herhangi bir şekilde istifade edilmeksizin tanrılara adanarak serbest bırakılırdı.

kaynak: DİA