Sami Dillerinin ortak özellikleri

Sami Dillerinin ortak özelliklerinden birisi de genellikle kelimelerin köklerinin üç harften oluşmasıdır. Asıl olan her zaman için kök anlamdır. Bu kökten türeyen başka kelimeler dikkatlice incelendiğinde kökle olan irtibat kolayca kurulabilir. Burada örnek olarak “ك ت ب – K-T- B” kökünü verebiliriz.

ketebe nedir.jpg

Bu kelimenin kök anlamı: yazmak; telif etmek, kaleme almak gibi anlamlara gelmektedir.[1] Bu kökten türeyen kelimelerin hepsi yazmakla alakalıdır: “كتاب – kitap”, “مكتبة – kütüphane”, “مكتوب – mektup”, “مکاتبة – yazışma”, “كاتب – yazar”, “کتابة – kitabe/yazıt”…




[1] Heyet, el-Mu’camu’l-Vasit, II/774-775. Ayrıca bkz: Serdar Mutçalı, Arapça Türkçe Sözlük, Dağarcık yay., İstanbul – 1995, s.749.

Kur’an’ın “Musaddık” ve “Müheymin” Özelliğini Göz Ardı Etmemek

Kur’an-ı Kerîm insanlığın mazhar olduğu son ilahî kelâmdır. Yüce Allah, onu 610-632 yılları arasında son Peygamber Hz. Muhammed vasıtası ile öncelikle ilk nazil olduğu topluma ve o dönemden itibaren de kıyamete kadar gelecek bütün insanlığa Arapça olarak indirmiştir. Bu özelliği ile Kur’an-ı Kerîm, ehli kitaba nazil olan ilahi kitaplardan ayrılmış olmaktadır.

Kur’an’ın nüzulünden itibaren O’nu hakkıyla anlama çabası gösterilmiştir. Duruma izah getirecek olan Hz. Muhammed hayatta iken Kur’an’ı anlamada ciddi bir sorun yaşanmamıştır. Çünkü Kur’an hakkında sorusu olan kişi Hz. Peygambere gelir ve sorardı, Hz. Muhammed (s.a.v.) de cevaplardı. Allah’ın elçisi bu dünyadan ayrılınca sahabe-i kiram ve onları takip eden nesil peygamberden aldıkları emaneti gelecek kuşağa aktarmada büyük bir titizlik ve çaba sarf etmişlerdir.  Bu vakıa, inkârı mümkün olmayan bir hakikattir.

Hz. Âdem’in yaradılışından itibaren ilahi vahiylerin ve mesajların asıl amacı insanlığın Allah katında tek din olan İslam’ı[1] tanımaları ve bunun sayesinde hem bu dünyada hem de ahirette saadet içinde yaşamalarıdır. Bu mesaj peygamberlere veya ilahi vahiylere göre değişmemiş bilakis sabitliği ve devamlılığı için peygamberler gönderilmiştir. Peygamberlerin vefatlarından sonra insanlık ilahi iradeyi unutunca bir sonraki peygamber bir önceki peygamberin görevine devam etmiştir. Hedef aynı kalmış, hedefe ulaşmaya vesile olan peygamberler ve – Allah tarafından indirilen – kitap ve suhuflar değişmiştir; kitap ve suhuflar değişmiştir ama içerik ve amaç aynı kalmıştır. Bu açıdan bakıldığında, her sonraki peygamber ve mesajı bir öncekisini doğrulamakta ve koruma altına almaktadır. Bundan dolayı sevgili peygamberimiz ve O’na indirilen son kitap Kur’an-ı Kerîm de bir önceki peygamberleri ve mesajlarını doğrulamakta ve koruma altına almaktadır. Bunun böyle oluşu peygamberlerin ve onlara iletilen mesajların aynı membadan geldiğine delalet eder. Bu hakikat Kur’an’da birçok kez dile getirilir:

وَاَنْزَلْـنَٓا اِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقاً لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ الْكِتَابِ وَمُهَيْمِناً عَلَيْهِ فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ وَلَا تَتَّبِعْ اَهْوَٓاءَهُمْ عَمَّا جَٓاءَكَ مِنَ الْحَقِّۜ لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنْكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجاًۜ وَلَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ لَجَعَلَكُمْ اُمَّةً وَاحِدَةً وَلٰكِنْ لِيَبْلُوَكُمْ ف۪ي مَٓا اٰتٰيكُمْ فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِۜ اِلَى اللّٰهِ مَرْجِعُكُمْ جَم۪يعاً فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ ف۪يهِ تَخْتَلِفُونَۙ

“Biz, sana da kendinden önce gelmiş olan kitap(ları) doğrulamak ve böylece o(nları) koruma altına almak üzere, gerçeği bildiren kitabı indirdik. O halde sen, onların arasında Allah’ın sana indirdiğine göre hükmet ve sakın, sana gelen gerçekten uzaklaşarak, onların hevâ ve heveslerine uyma. Biz, her biriniz için,  bir şeriat ve bir yol belirledik. Eğer Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet kılardı. (Böyle bir şeyi dilememiş olması), size verdikleriyle sizi denemek (istemesinden) dolayıdır. O halde, (her biriniz) hayırlı işlerde birbirinizle yarışın; hepinizin dönüşü Allah’a olacaktır. O, (kıyamet gününde) hakkında ayrılığa düştüğünüz konularda size (gerçekleri) bildirecektir”.[2]




[1] Ali İmran Suresi, 19.

[2] Mâide Suresi, 48.

A’raf, 7/31-32.ayetler

Tefsir kaynaklarına bakıldığı zaman ayetin nüzul sebebi açıkça görülecektir. Ayetleri, sebebi nüzullerini göz önüne alarak tefsir etmek ilk müfessirler tarafından da son derecede önemsenmiştir. Yukarıda gördüğümüz gibi ayetlerin sebebi nüzulü, “Araplardan, Beytullah’ı çıplak olarak tavaf eden insanlar vardı.

İşte bu sebebe binaen Allah, inananlara (يَا بَنِي آدَمَ خُذُواْ زِينَتَكُمْ عِندَ كُلِّ مَسْجِدٍ) şeklinde hitap etmiştir. Ayetin devamında ise ( وكُلُواْ وَاشْرَبُواْ وَلاَ تُسْرِفُواْ إِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ ) aç-susuz kalarak aşırılığa gitmeden (israf etmeden) dengenin sağlanmasını istemektedir.[1] 32. ayette de önemli bir ayrıntı vardır ki, o da, ayetin sonuna doğru ( قُلْ هِي لِلَّذِينَ آمَنُواْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا خَالِصَةً يَوْمَ الْقِيَامَةِ ) Allah’ın nimetlerinin hem Müslümanları hem de Müslüman olmayanları kapsadığını, ahirette ise sadece Müslümanlara has (خَالِصَةً) olacağını bildirmektedir.

Bütün bunları göz önüne aldığımızda 7/31-32. ayetlerin anlamı şu şekilde olmalıdır:

31-32. Ey Âdemoğulları! İbadet etmek üzere mescide (Kâbe) her gidişinizde elbiselerinizi giyinin. Yiyin, için (helal olan yiyecek ve içeceklerden kendinizi mahrum bırakarak) aşırılığa kaçmayın. Çünkü Allah, aşırılığa kaçanları sevmez. Öyleyse “Allah’ın kulları için yarattığı elbiseyi, temiz ve hoş rızıkları yasaklayan kimdir?” diye sor. “Onlar dünya hayatında (müşterek ) kıyamet gününde ise sadece inananlar içindir” diye haber ver. İşte biz, bilen bir topluluk için ayetleri böyle açıklıyoruz.

 

Yine bu ayetlerin Rusça mealleri de şu şekilde olmalıdır:

31-32. О сыны Адама! Облекайтесь в свои одежды при каждом отправлении к месту поклоненья (Кааба). Ешьте и пейте (но запрещая себе дозволенное) не излишествуйте. Ведь Аллах не любит излишествующих. Тогда спроси: “Кто запретил одежды и прекрасный удел которые Он даровал рабам Своим? Объяви: “В мирской жизни они предназначены для тех, кто уверовал (и не уверовал), а в День воскресения они будут предназначены исключительно для верующих. Так мы разъясняем знамения людям знающим.




[1] Bu ayetler üzerinde ayrıca bir makale yazarak Mehmet Akif Koç da durmuştur. Bkz.: Mehmet Akif Koç, Sebeb-i Nüzule Bağlı Anlamın Aşılmasını Kolaylaştıran Bir Unsur Olarak ‘Kur’ân Metni’: 7. A’raf Suresinin 31-32. ayetleri, İslamiyat VII (2004), sayı 1, s. 113-124.

ayetlerin arka planı

Eğer ayetlerin inişine neden olan tarihi arka plan dikkate alınmazsa veya doğru tespit edilmezse sadece Arapçaya hâkim olmakla ayetlere doğru anlam vermek, onların manalarını gerektiği gibi yansıtmak asla söz konusu olamaz. Nitekim geri dönüp meal çalışmalarına baktığımızda – ki bazen tefsirler de dâhildir – bağlamı doğru kuramadıkları için bazı Kur’an-ı Kerîm ayetleri yanlış anlaşılmıştır.

Sözlü metin

Sözlü metin ile yazılı metin arasındaki inceliklere dikkat çeken Walter J. Ong, sözlü metni yazılı metne geçirdiğimizde hangi uçurumların ortaya çıkacağını şu şekilde dile getirmektedir:

“…But textualized words, written or printed, call especially for explanation because, while spoken words–which for tens of thousands of years were the only words formed in any human society–are in great part ultimately explained, given meaning (implicitly but really), by the nonverbal elements in the situation in which they are spoken–who is speaking to whom, on what occasion, with what sort of force, with what gestures, what facial expressions, and so on–these nonverbal elements are missing in a text and must somehow be made up for…”

…Fakat metinleşmiş kelimeler, yazılı veya basılı olsun, özellikle açıklama gerektirir, çünkü on binlerce yıl her insan toplumunda yegâne kelime biçimi olan konuşulan kelimeler çoğunlukla nihayette açıklanan, (zımnen fakat gerçek olarak) anlamları verilen kelimeler olmuştur. Bu anlam verilme, kelimelerin konuşulduğu durumdaki sözlü-olmayan unsurlar yoluyla gerçekleşmiştir: Kim kime konuşuyor, hangi münasebetle, nasıl bir dürtüyle, hangi jestlerle, hangi yüz ifadeleriyle, vb. konuşuyor. Bu sözlü olmayan unsurlar bir metinde yoktur ve bir şekilde telafi edilmelidirler…[1]




[1] Bkz.: J. Walter Ong, Sözlü ve Yazılı Kültür, Metis yay., İstanbul – 1995, s.261.

Rus dilinde yayınlanan Kur’ân-ı Kerim çevirilerininin çeviribilim açısından incelenmesi (Başarılı bir Rusça Kur’an çevirisinin oluşturulmasına katkı)

Atamov, Mursal, “Rus Dilinde Yayınlanan Kur’ân-ı Kerîm Çevirilerinin Çeviribilim Açısından İncelenmesi” (Başarılı Bir Rusça Kur’ân Çevirisinin Oluştu-rulmasına Katkı), Doktora Tezi, Danışman: Prof. Dr. Salih Akdemir, Ankara 2013, VII+250. “Rus Dilinde Yayınlanan Kur’ân-ı Kerîm Çevirilerinin Çeviribilim Açısından İncelenmesi” (Başarılı Bir Rusça Kur’ân Çevirisinin Oluşturulmasına Katkı) isimli araştırmamız Rus dilinde yayınlanan meallerin Çeviribilim açısından değerlendiril-mesini içermektedir. Araştırmamız giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde tezimizin konusu, amacı ve metodu anlatılmıştır. Birinci bölümde Çeviribilim kısaca tanıtmaya çalışılmıştır. Burada Çeviribilim ve Dilbilimin ortaya koyduğu sonuçlardan araştırmamızla ilgili olan kısımlara yer verilmiştir. Daha sonra Rusya Federasyonu’nda Dilbilim ve Çeviribilim geçmişten günümüze kadar olan süreci detaylı bir şekilde ele alınmıştır. İkinci bölümde Kur’ân-ı Kerîm’in çevirilebilirliği konusunu irdelenmiştir. Bu konuda öne sürülen görüşler kısaca değerlendirmiştir. Değerlendirme yapılırken Rus dilinde yayınlanan Kur’ân-ı Kerîm meallerini Çeviribilim açısından incelenmiş ve mütercimleri kısaca tanıtılmıştır. Rus dilinde yayınlanan Kur’ân-ı Kerîm mealleri ve mütercimleri iki kısma ayrılarak tanıtılmıştır. Üçüncü bölümde Rus dilinde daha iyi bir meal yazılması için hangi kriterlere dikkat edilmesi gerektiği konu edinmiş ve teklifler sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Rusça Kur’ân Tercümeleri, Meal, Çeviribilim, Anlam değişmesi.
Atamov, Mursal, “Analyzing the Translations of the Qur’an in Russian in Science of Translation (A Contribution to the Formation of Understandable Transla-tion of the Qur’an in Russian”, Ph.D. Dissertation, Advisor: Prof. Dr. Salih Akdemir, Ankara 2013, VII+250. This dissertation examines the translations of the Qur’an in Russian from the point of Science of Translation. The dissertation consists of introduction and three chapters. The introductory chapter explains the topic, importance, and method. The first chapter presents the field of the Science of Translation with a special reference to the related results of the Science of Translation and Linguistics for the study. This chapter also deals with in detail the place of Linguistics and the Science of Translation in Russia Federation from past to present. The second chapter examines to what extent the Qur’an can be translated. In this chapter the approaches related to the translation of the Qur’an is documented. In evaluation of the translations, the translations of the Qur’an in Russian are analyzed from the point of the Science of Translation and the interpreters of these Qur’an translations are briefly introduced in two parts. The third chapter deals with the question of generating an effective and un-derstandable Qur’an translation. In this context the resolutions are presented in forming criteria for the Qur’an translation. Key Words: Qur’an Translations in Russian, Translation Studies, Semantic Change.

1331431698_indir

üşüyorum

6a05e85853c36bd98c41bcd52729ffac.jpg

Rusça Kur’an Çevirilerinin Tanıtımı ve Çeviribilim Açısından İncelenmesi – II

Rusça Kur’an Çevirilerinin Tanıtımı ve Çeviribilim Açısından İncelenmesi – II

(Arapçadan Rusçaya Yapılan Kur’an Çevirileri)

Özet        

İnsanlığa son çağrı olan Kur’an-ı Kerim, ilk nüzulünden itibaren muhataplarının dikkatini cezbedebilmiştir. Vahye doğrudan muhatap olanlar (inanan/inanmayan) onu anlamada herhangi bir sıkıntı çekmemişlerdir. Nitekim Kur’an, kendi anadillerinde; Arapça nazil olmaktaydı. Fakat anadili Arapça olmayanlar ve dolaylı muhataplar İslamiyet’le müşerref olunca dilsel ve bağlamsal nedenlerle Kur’an’ı anlamada sıkıntı çekmeye başlamışlardır. O günden itibaren Kur’an’ı anlamak ve incelemek isteyenler tarafından yoğun çaba sarf edilmiştir.

Ruslarla Müslümanlar arasındaki ilk temasların tarihi X. yüzyıla kadar uzandığı bilinmektedir. Bilindiği üzere XVII. asrın sonlarına doğru Avrupa dilleri esas alınarak Rusça mealler kaleme alınmaya başlanmıştır. Tespitlerimize göre Arapça aslından Rus diline kazandırılan ilk meal 1871 yılına aittir. Şu an Rusçaya tercüme edilen meallerin sayısı otuz civarındadır. Durum böyle olmakla birlikte söz konusu meallerin daha iyi bir seviyeye gelebilmeleri için hangi kriterlere dikkat edilmesi gerektiği üzerinde yeterince durulmamaktadır. Biz bu çalışmamızda meal yazarlarını ve meallerini kısaca tanıtacağız. Daha sonra bu mealleri çeviribilim açısından inceleyerek başarılı bir Rusça Kur’an çevirisinin oluşturulmasına katkı sunmaya çalışacağız ve bazı önerilerde bulunacağız.

Anahtar kelimeler: Rusça Kur’an Çevirileri, Meal, Çeviribilim, Anlambilim.

Investigation in Terms of Introduction and Translation Studies of Russian Qur’an Translations – II

(Qur’an Translations Which Made by Arabic Language into Russian Language)

Abstract

The last call to Humanity of the Holy Qur’an, from the first revelation could attract all the attention of interlocutors. Revelation, which was directly addressed to interlocutors (believers/unbelievers), have been not any difficulty in understanding it. Because the Qur’an was in their mother language; it was revealed in Arabic language. However, non-native speakers of Arabic language and some indirect interlocutors who were interested in Islam were suffering in understanding the contextual reasons of the Qur’an. From that day forward Qur’an has been intensively effort by those who wants to understand and examined it.

As we know that the history between Russians and Muslims are as old as X. century.  It is known that to the end towards XVII. century based on European language and Russian translations have been started to write. According to our detection that first translations from Arabic language to Russian language was first brought in the 1871. Nowadays the translations which are currently being translated into Russian are around thirty. Till now is not given enough attention to the criteria in order come to the upper level in translating. In this study we will try to introduce the Russian translations and authors. Then, by examining of same translations we will try to contribute a successful Russian Qur’an translation and make some suggestions.

Key Words: The Qur’an Translations in the Russian Language, the Meanings of the Qur’an, Translation Studies, Semantics.

Giriş 

2013 yılında “Rus Dilinde Yayımlanan Kur’an-ı Kerim Çevirilerinin Çeviribilim Açısından İncelenmesi (Başarılı Bir Rusça Kur’an Çevirisinin Oluşturulmasına Katkı)” isimli doktora tezimizde Rus dilinde yayımlanan toplam on dört meali inceledik.[1] O günden itibaren günümüze kadar Rusya’da yeni meallerin çıkması hasebiyle Rusça mealleri tekrardan inceleme ihtiyacının doğduğunu fark ettik. Artık Rusça meallerinin sayısı otuz civarında olduğu için bu alanda yapılacak çalışma bir makale sınırlarını aşmaktadır. Bundan dolayı bu alanla alakalı çalışmalarımızı birkaç ayrı makalede incelemeye karar verdik. Konuyla alakalı ilk çalışmamızı “2. Uluslararası Dini Araştırmalar ve Küresel Barış Sempozyumu”nda sunduk. Bu sunumumuzda Rusya’da en çok tanınan “Arapçadan Rusçaya Yapılan Kur’an Çevirileri”nin bazılarını inceledik.[2]

Bu çalışmamızda yine “Arapçadan Rusçaya Yapılan Kur’an Çevirileri”ni inceleyeceğiz. Burada zikredilen mealler ve yazarları Rus dünyasında, önceki çalışmamızda ele aldığımız meallere nazaran, daha az tanınmakta ve bilinmektedir. Makalemizde inceleyeceğimiz mealler 1995 yılından itibaren yayımlanan çalışmaları kapsamaktadır. Yapılan mealler artık ilmi yönünü kazanabilmiş, bazıları ise günümüzdeki Kur’an mütercimlerinin de istifade ettikleri eserler halini almıştır.

Konu edindiğimiz bazı meallere ulaşmakta zorluk çektik. Örneğin Gafurov, Şaripovlar ve Zeynalov’un mealine ulaşmada bazı sıkıntılar yaşadık. Fakat Rusya’nın Saratov şehrinden olan Vugar Mamedov arkadaşımız bizi yalnız bırakmadı ve ihtiyaç duyduğumuz kaynakları temin etmede çabalarını hiç esirgemedi. Ayrıca meslektaşım olan İdris Türk, çalışmamı okuma ve tashih etme zahmetinde bulunmuştur. Bundan dolayı kendilerine ve çalışmama katkı sağlayan herkese teşekkür ederim. devamını oku 




[1] Mursal Atamov, “Rus Dilinde Yayımlanan Kur’an-ı Kerim Çevirilerinin Çeviribilim Açısından İncelenmesi (Başarılı Bir Rusça Kur’an Çevirisinin Oluşturulmasına Katkı)”, (yayımlanmamış doktora tezi), Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, SBE, Ankara 2013.

[2] Ayrıntılı bilgi için bkz: Mürsel Ethem, Rusça Kur’an Çevirilerinin Tanıtımı ve Çeviribilim Açısından İncelenmesi – I (Arapçadan Rusçaya Yapılan Kur’an Çevirileri), Akademik Bakış Dergisi, 2016, Sayı: 57, ss.264-279.

İbranice Kur’an Çevirileri

İBRANİCE MEALLERİN TANITIMI VE İNCELENMESİ

ÖNSÖZ: Kur’an Müslümanların kutsal kitabıdır. Hz. Muhammed’e nazil olan ilk vahyin başlangıcı miladi yedinci asra dayanmaktadır. Böylece vahiy yaklaşık yirmi üç sene devam etmiştir. Vahye doğrudan muhatap olanlar onu çok iyi anlamaktaydılar. Nitekim Kur’an kendi anadillerinde nazil olmaktaydı. Vahye doğrudan muhatap olanlar Kur’an’ın nazil olduğu bağlamı da çok iyi bilmekteydi. Fakat anadili Arapça olmayanlar ve Kur’an’ın bağlamını bilmeyenler İslamiyet’le müşerref olunca Kur’an’ın mealine ve tefsirine ihtiyaç duymaya başladırlar.

Bildiğimiz kadarıyla, ortaçağ Yahudi literatüründe Kur’an-ı Kerim’e atıflar bulunmaktadır, hatta bazen alıntılar dahi vardır, ancak Kuran’ın İbranice tercümesi o zaman henüz yoktu. Kur’an’ın ilk tercümesi, İtalyancadan İbraniceye olmuştur (1547) fakat söz konusu meal matbu değildir. Arapça aslından İbraniceye Kur’an’ı ilk tercüme eden Hermann Reckendorf olmuştur (1857). Hermann’dan günümüze kadar Kur’an dört defa daha İbraniceye tercüme edilmiştir. Bu çalışmamızda İbranice mealleri tanıtacağız ve kısaca inceleyeceğiz.

Anahtar sözcükler: İslam, Kur’an Mealleri, İbranice, Çeviribilim.

ОЗНАКОМЛЕНИЕ И АНАЛИЗ ПЕРЕВОДОВ КОРАНА НА ИВРИТ

АННОТАЦИЯ: Коран – священная книга мусульман. Начало ниспослания Корана Мухаммеду было в седьмом веке, когда ему было 40 лет. Ниспослание Корана длилось около двадцати трех лет. Первые слушатели Корана прекрасно понимали его. Ибо Коран был ниспослан на их языке. Они так же прекрасно знали контекст, в котором был ниспослан Коран. Но после, те кто приняли Ислам, но не знали арабского и контекст Корана, нуждались в переводе и толковании Корана.

Насколько нам известно, в средневековой еврейской литературе встречаются намеки на Коран, иногда даже дословные цитаты из него, однако полного перевода Корана на иврит тогда ещё не существовало. Коран был впервые переведен на иврит с итальянского языка (1547), но не был напечатан. Первый прямой перевод Корана с арабского языка на иврит был выполнен Германом Реккендорфом (1857). На сегодняшний день, после Реккендорфа, Коран был переведен на иврит еще четыре раза. В нашей статье мы изучили эти переводы Корана и проанализировали их.

Ключевые слова: Ислам, Переводы Корана, Иврит, Переводоведение.

INTRODUCTION AND ANALYSIS OF THE HEBREW QURAN TRANSLATIONS

ABSTRACT: Quran is the Holy book of the Muslims. The beginning revelation of the Quran to Muhammad was in the seventh century, when he was 40 years old. The revelation of the Quran lasted twenty-three years. The first listeners of the Quran understood it very well. Because the Quran was revealed in their native language. They also knew the context in which the Quran was revealed. But after, those who converted to Islam did not know Arabic language and the context of the Quran.  So they began to feel the need about the translations and interpretations of the Quran.

As far as we know, in medieval Jewish literature, there are allusions to the Qur’an, sometimes even verbatim quotes from it, but the full translation of the Quran into Hebrew there was not exist yet. The first Quran translation into Hebrew was from Italian language (1547), but was not printed. The first direct translation from Arabic language into Hebrew was made by Hermann Reckendorf (1857). Today, after Reckendorf, the Quran was translated into Hebrew four times. In this study we will discourse about the translations of the Quran and we will briefly explore it.

Key Words:  Islam, Quran Translations, Hebrew, Translation Studies.

ВВЕДЕНИЕ

Первые переводы Корана на иврит сохранились в нескольких рукописях, которые никогда не были опубликованы. Одна из них (датируется 17 веком) находится в Оксфорде, вторая (вероятно была написана в Индии в 18 веке) находится в Лондоне. В этих рукописях ивритский перевод Корана, который был сделан в 17 веке раввином Яковом бен Исраэль а-Леви, который использовал итальянский вариант Корана, опубликованный в Венеции в 1547 году. Итальянский вариант был переведён с латыни. Третья рукопись находится в библиотеке конгресса в Вашингтоне и скорее всего ее можно назвать парафразой, чем настоящим переводом, который был сделан по голландскому варианту.[1]

Первый перевод Корана с арабского первоисточника на иврит, который был напечатан, составлен Германом Реккендорфом. Сравнительно с его давностью, этот перевод выглядит понятным и легко усваиваемым. Второй печатный перевод Корана был подготовлен Джозефом Ривлиным. Этот перевод был издан в 1937 году. Перевод Аарона бен Шемеша был напечатан в 1971 году. Перевод Ури Рубина был издан в 2005 году. Используя тафсиры ас-Самарканди, аль-Джаузи, аль-Байдави и ал-Джалалейн, Ури Рубин стремится передать как выглядит Коран в глазах верующих мусульман.

На сегодняшний день, последний перевод Корана подготовлен Субхи Али Адави. Это первый перевод Корана на иврит, сделанный мусульманином. По утверждению издателей, данный перевод является более правильным чем предыдущие с научной точки зрения.

В настоящее время ахмадийская мусульманская община пока перевела первые три суры в своём варианте перевода Корана на иврит. Так как это далеко не полный перевод, мы не изучали его в нашей статье.see more




[1] Ури Рубин, “Hebrew Translations of the Koran”, Энциклопедия Judaica, Второе издание, Издательство Gale, США 2007, XII/304; Ахмед Салах Ахмед ал-Бахнаси, “Переводы Корана на иврит, (история, цели и проблемы)”, Международный симпозиум Священного Корана, ИУА, 15-17 декабрь, Хартум 2011.

Elmalılı M. Hamdi Yazır (Türkçe Kur’ân mı var be hey şaşkın? )

Kur’ân’ın tercüme meselesini ele alan Elmalılı M. Hamdi Yazır konumuzla alakalı önemli bilgiler sunmaktadır. Tercümenin doğasındaki noksanlığına dikkat çeken Elmalılı şu soruyu sorar:

“… Şimdi insaf ile düşünelim. Bu şartlar altında Kur’ân’ı tercüme ettim veya ederim diyenler yalan söylemiş olmaz da ne olur?… Bazılarını da duyuyoruz ki Kur’ân tercümesi demekle yetinmiyor ve “Türkçe Kur’ân” demeye kadar ileri gidiyorlar. Türkçe Kur’ân mı var be hey şaşkın? Kur’ân Arapçadır.”[1]

Sözlerinden anlaşılan odur ki sanki Elmalılı’nın döneminde Kur’ân-ı Kerîm’i Türkçeleştirme teşebbüsü vardı. Kanaatimizce, Elmalılı’nın tabiriyle “Türkçe Kur’ân” yazarak Türk milletine ait bir kitap meydana getirme çabası yaşanmıştır. Tabii ki bugün böyle bir teşebbüs söz konusu değildir ve tercüme dediğimizde böyle bir şey kastetmiyoruz.

[1] Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, Matbaai Ebüzziya, İstanbul – 1935, I/15.

Meal mi Tercüme mi

Yine bir noktaya dikkat çekmek isteriz ki genelde gündeme gelen konu Kutsal Kitap’ların (konumuzla alakalı olarak da Kur’ân-ı Kerîm’in) tercüme edilememe sorunudur. Nitekim tercüme esnasında İlahi mesajı tam aktaramama endişesi ile beraber bazı konuları noksan çevirme kaygısı da vardır. Fakat şunun iyi bilinmesi gerekir ki her dilin kendine ait özelliklerinin olması münasebetiyle bu husus sadece Kutsal Kitap’larla alakalı olmayıp herhangi bir metnin tercümesinde kayıplar, düşmeler, ilaveler, her zaman var olagelmiştir. Çeviri zor bir iştir. Kendisinin bir formülü de yoktur. Tercümenin ayrı bir kimyası ve dehası vardır. Ne denli uğraşılırsa uğraşılsın hatalardan kaçınmak olası değildir. Böylece çevirinin noksanlarından bahsederken kanaatimizce bunun sadece Kutsal Kitap’lara tahsis edilmesi doğru değildir.

güzel bir fıkra

1101.gif

Kutsal Kitab’ı Latinceden Rusçaya tercüme etmekle görevli olan bir ilahiyatçı hakkında güzel bir fıkra vardır. Bu ilahiyatçı, “Spiritus quidem promptus est,  caro autem infirma” cümlesini “Спирт хорош, а мясо протухло – Alkol iyidir et ise kokuşmuş”[1] şeklinde tercüme etmiştir. Bu da doğru bir tercümedir, cümle yapısında da bir sorun yoktur. Nitekim Latince’deki bu cümleyi zikredilen kelimelerle de tercüme etmek mümkündür. Fakat bu cümle Rus dilinde anlamsızdır ve Kutsal Kitap’ta verilmek istenilen manadan tamamen farklıdır.


[1] Kutsal Kitap’da Markus’tan rivayet edilen bu cümle şöyle tercüme edilebilir: … Ruh isteklidir, ama beden güçsüzdür. (Markus 14: 38).

Lenin (Vladimir İlyiç Ulyanov)

Vladimir İlyiç Ulyanov, bilinen adıyla Lenin (22 Nisan 1870, Simbirsk – 21 Ocak 1924, Moskova), Rus sosyalist devrimci ve politikacı.

fft5_mf974159.Jpeg

Bilindiği gibi Kur’ân meallerinde Arapçadan bir kelimeyi çevirmeksizin aynen alma veya daha önce ödünçlenmiş kelimeleri kullanma sık sık karşılaşılan durumlardandır. Dillerin ve kültürlerin birbirleriyle alışveriş yapmaları son derecede doğal olmasına rağmen ihtiyaç dışında da bunu kullanmak daha sonra ağır bedeller ödettirecektir. Nitekim bu kelimeler başka bir dile bütün manalarını koruyarak girememektedir. Yabancı dilden geçen kelimeler sadece bir iki manasını koruyabilmiştir, diğer anlamları ise unutulmuş veya terk edilmiştir. Bu probleme V.İ. Lenin de dikkat çekmiştir. Ödünçlenme ile Rusçaya giren kelimelerden rahatsız olan Lenin şöyle bir itiraz ileri sürmektedir:

“Biz bu davranışımızla Rusça’yı bozuyoruz. İhtiyacımız olmadığı halde yabancı dildeki kelimeleri kullanıyoruz, üstelik onları yanlış kullanıyoruz. Artık ödünçlenmeye savaş açma zamanı gelmedi mi?”

Dünya, ahiret, resul, ayet, cennet, cehennem, sadaka, ihlâs, kelime, şeytan, ruh, vahiy, zekât, din, mümin, İslam… Kelimelerin anlam değişmelerini incelediğimiz kısımda bu konuyu daha detaylı ele alacağız.

 

 

RUSÇA KUR’AN ÇEVİRİLERİNİN TANITIMI VE ÇEVİRİBİLİM AÇISINDAN İNCELENMESİ – III

RUSÇA KUR’AN ÇEVİRİLERİNİN TANITIMI

VE ÇEVİRİBİLİM AÇISINDAN İNCELENMESİ – III

(Diğer Dillerden Rusçaya Yapılan Kur’an Çevirileri)

INVESTIGATION IN TERMS OF INTRODUCTION AND TRANSLATION STUDIES OF RUSSIAN QURAN TRANSLATIONS -III

(Translations Of The Quran From Other Languages In To Russian Language)

(http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt9/sayi47_pdf/sayi47_ilahiyat.htm)

Öz   

Kur’an-ı Kerim ilk nazil olduğu günlerden itibaren günümüze gelinceye dek muhataplarının nazarında layık olduğu değeri korumuştur. O günden itibaren onu doğru anlamak için yoğun çabalar sarf edilmiştir. Vahye ilk muhatap olanlar (mümin/gayri mümin) onu anlamada herhangi bir sıkıntı çekmemişlerdir. Nitekim Kur’an, kendi anadillerinde; Arapça nazil olmaktaydı. Elbette ki Kur’an’ın sahip olduğu Arapça, nüzul dönemindeki Arapçadır. Bununla beraber vahye doğrudan muhatap olmak, Kur’an’ın anlaşılmasındaki en önemli faktörlerden biridir. Fakat anadili Arapça olmayan ile vahye doğrudan muhatap olmayanlar, Kur’an’ı anlamada bazı sorunlar yaşamaktadır. Bu engelleri aşabilmek için günümüzde çeşitli ilmi faaliyetler yürütülmektedir. Kur’an’ın nüzul dönemindeki Arapçaya ulaşabilmek için çeşitli semantik çalışmalar yapılmakta; Arapça bilmeyenler için ise Kur’an’ın farklı dillere tercüme faaliyetleri yürütülmektedir. Bu dillerden birisi de Rusçadır. Bilindiği gibi ilk Rusça Kur’an tercümesi XVII. asırda gerçekleştirilmiştir. Rus diline ilk Kur’an mealini kazandıran Pötr Posnikov olmuştur. Posnikov, bu çalışmasını André Du Ryer’ın Fransızca mealinden tercüme etmiş ve 1716 yılında yayımlamıştır. Avrupa dillerinden Rusçaya yapılan Kur’an çevirileri 1871 yılına kadar devam etmiştir. Bu süreç içerisinde Batı dillerinden toplam dört mealin Rus diline kazandırıldığı bilinmekte ve bu döneme kadar Kur’an’ın Arapça aslından herhangi bir tercüme yapıldığı bilinmemektedir. 1871 sonrası ise durum değişmiş ve 1871-1987 yılları arasında tespitlerimize göre Kur’an’ın Arapça aslından Rus diline üç adet tercümesi yapılmıştır. Fakat 1987’den sonra Kur’an’ın Arapça aslından tercüme faaliyetleri devam etmekle birlikte farklı dillerden de tercüme faaliyetleri yoğunluk kazanmıştır. Farklı dillerden tercüme çalışmaların yoğunluk kazanmasında bazı mezhebi ve fikri propaganda faaliyetlerin önemli bir etkisi olmuştur. Bu çalışmamızda diğer dillerden Rusçaya kazandırılan mealler ve mütercimleri hakkında araştırma yapacağız. Söz konusu mealleri çeviribilim açısından inceleyerek olumlu ve olumsuz yönlerini tespit edeceğiz. Daha sonra başarılı bir Rusça Kur’an mealinin oluşturulmasına katkı sunmaya çalışacağız.

Anahtar Kelimeler: Rusça Kur’an Çevirileri, Meal, Tercüme, Çeviribilim.

Abstract

Since the first revelation of the Holy Quran until today, it has retained its value, which it belongs in the eyes of the interlocutors. From that days the Quran have been invested great effort in order to understand it better. Those who received the first revelation (believers/unbelievers) had no such difficulties in understanding it. Because the Quran was in their mother language, it was revealed in Arabic language. Doubtless, the Quran’s Arabic language is Arabic language, which spoke in the period of the revelation. A major factor in understanding the Quran is, to be a direct object of the revolution. However, non-native speakers of Arabic language and some indirect interlocutors who were interested in Islam had many problems in understanding the contextual reasons of the Quran. In order to overcome these barriers nowadays carried out a various scientific activities. In order to achieve to the Arabic language in the period of the revelation of the Quran has done various semantic studies; for those who do not know Arabic language, the Quran is translated into different languages. One of these languages is Russian language. As it known, the first Russian translation of Holy Quran was in XVII. century. Potr Posnikov who was first translated the Quran into Russian language. This work was translated from Andre Du Ryer’s work which written in French, and published in 1716. The translation of Quran from European languages into Russian continued until 1871. In this process, As far as we know, of this period there four books which were translated from European languages to Russian, and actually known that any translation was made from Arabic. After 1871, the situation has changed, according to our findings between 1871-1987 years there three Quran that were translated into Russian language from its origin Arabic language. But after 1987, translations from Arabic language to Russian language continued, although translations from different languages has intensified. The important reasons of concentration on the translations from different languages are some sect and intellectual propagandas. In this study, we will research several Russian translated Qurans from other languages and of course interpreters who brought life to them.

Key Words: The Quran Translations in the Russian Language, the Meanings of the Quran, Translation, Translation Studies.

Giriş     

İnananlar için kıyamete kadar rehberlik edebilecek olan Kur’an’ın daha nüzul döneminden itibaren başka dillere tercüme girişimleri olmuştur. Bu girişimler günümüze kadar yoğun bir şekilde devam etmiştir. Anlaşılan odur ki tarih boyunca Kur’an her milletin ve medeniyetin dikkatini çekmiştir. Bu konuda Rusya istisna değildir. Rusya’da ilk Kur’an tercümesi 1716 yılına dayanmaktadır. Her ne kadar mealin sahibi hakkında bazı tartışmalar olsa da genel kanaate göre söz konusu çalışma Pötr Posnikov/Postnikov’a aittir. Konunun ciddiyetini fark eden I. Petro[1], tercüme işlerini bizzat kendisi yürütmekte ve yakından ilgi göstermekteydi.[2]

Arapçadan Rusçaya ilk meal 1871 yılında Dmitriy Boguslavskiy tarafından yapılmıştır. Günümüze kadar gelen süreçte Rus dilinde yayımlanan meallerin sayısı yaklaşık otuz civarındadır. Fakat üzülerek ifade etmemiz gerekir ki Rus halkının Kur’an’a olan ilgisi ve bu alandaki çalışmaları Türkiye’de yeterince bilinmemektedir.[3] Buna binaen bu mütevazı çalışmamızla bu alana bir nebze de olsa katkıda bulunmak istedik.[4]

Çalışmamıza konu olan meallerin çeviribilim ve Kur’an’ın mesajını aktarma bakımından ne kadar başarılı oldukları üzerinde tartışmalar bulunmaktadır. Nitekim bu çeviriler esnasında bizzat Kur’an metni dikkati nazara alınmadığı için Arap diline has birtakım ifadelerin ve deyimlerin Rus diline aktarılırken hata yapılmış olma olasılığı çok yüksektir. Her şeye rağmen bütün bu çalışmaların Kur’an’ı Rus diline kazandırmak adına katkıları inkâr edilemez.

İncelemeyi hedeflediğimiz bazı meallere ulaşmakta zorluk çektik. Fakat Rusya’nın Sankt-Peterburg şehrinden olan İvan Cestov ve İstanbul’da ikamet eden Hakan Kurt arkadaşlarımız bizi yalnız bırakmadılar ve ihtiyaç duyduğumuz kaynakları temin etmede çabalarını hiç esirgemediler. Bundan dolayı kendilerine ve çalışmama katkı sağlayan herkese teşekkür ederim.

1.       Pötr Posnikov, Al-koran o Magomete ili Zakon Turetskiy, 1716  

Bazı ilim adamlarına göre ilk Rusça Kur’an mealinin yazarı hakkında tartışmalar bulunmaktadır; bazılarına göre ise ilk mealin sahibi Dmitriy Kantemir’dir. Rezvan, 1716 yılında Fransızcadan Rusçaya tercüme edilen mealin içerdiği hatalardan dolayı Kantemir’e veya Posnikov’a atfedilmesine karşı çıkmaktadır: “Mütercim André Du Ryer’in hatalarını tekrar etmekle beraber kendi hatalarını da eklemiş ve Fransızcaya olan bilgisizliğini ortaya koymuştur” eleştirisiyle ilk çalışmayı anonim birisinin yaptığını ileri sürmektedir. Rezvan’a göre Posnikov bu anonim mütercimden birkaç sene sonra André Du Ryer’in mealini yeniden ele almış ve “Al-koran o Magomete ili Zakon Turetskiy” isimli çalışmayı Rus diline kazandırmıştır. Diğer bir görüşe göre ise bu çalışmayı Dmitriy Kantemir yapmıştır. Kantemir’e bu çalışmanın atfedilmesi çok doğaldır. Nitekim kendisi bu alanda uzman sayılmakta ve I. Petro zamanında bu gibi çalışmalara imza attığı bilinmektedir.[5]

Günümüzde oluşan genel kanaate göre ise Rus diline ilk Kur’an mealini kazandıran Pötr Vasilyeviç Posnikov/Postnikov (1666-?) olmuştur.[6] Tarih kitaplarında Posnikov hakkında bilgiler oldukça azdır. Görebildiğimiz kadarıyla Posnikov diplomat bir aileye mensuptur. Posnikov’un babası Vasiliy Posnikov, çocuğunun eğitimini önemsemiş ve gereken desteği esirgememiştir. Posnikov, 1685 yılında Slav-Yunan-Latin Akademisine eğitim almak için kaydolmuştur. Söz konusu akademiyi başarıyla tamamlayan Posnikov, babasının desteğiyle eğitimine devam etmek için İtalya’ya gitmiş ve Padua Üniversitesine kaydolmuştur. 1694 yılında Posnikov doktora unvanına sahip olmuştur. Alanında kendini geliştirmek için Paris’e gitmiştir. Posnikov ilmi çok seven birisi olmasına rağmen kendini hakkıyla bu alana adayamamıştır. Nitekim o dönem devlet yönetiminde olanlar Pötr Posnikov gibi kendini iyi yetiştirmiş insanlara ihtiyaç duymaktaydı. Bu sebeple I. Petro’nun isteği üzerine devletin farklı işlerini yürütmek ve bulunduğu ülkelerden I. Petro’ya bölgenin durumunu rapor etmek zorunda kalmıştır.

Posnikov, gittiği Avrupa ülkelerinden Rusya’ya her döndüğünde beraberinde farklı alanlarda yazılmış kitaplar getirirdi. Bu kitaplar arasında Andre Du Ryer’in 1672 yılında ikinci kez yayımlanan Fransızca “L’Alcoran de Mahomet” isimli meali de bulunmaktadır.[7] Rus diline ilk mealin kazandırılması işte bu mealin vesilesiyle olmuştur. Bu mealin iki nüsha el yazması günümüze kadar ulaşmıştır.[8]

Andre Du Ryer’in Fransızca Kur’an mealinde İslam’ın aleyhinde bazı görüşler sarf ettiği “Okuyucuya” bölümü Posnikov’un mealinde bulunmamaktadır. Tahminlere göre bu kasıtlı bir şekilde bazı siyasi ve stratejik sebeplerden dolayı I. Petro tarafından engellenmiştir. Mealin girişinde yer alan ikinci bir bölüm ise “Türklerin dini hakkında” ismini taşımaktadır. Bu bölüm altında Müslümanların kutsal bölgeleri olan Mekke ve Medine, camilerin fonksiyonları, İslam’da çok eşlilik gibi konular hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir. Bu meal ilk defa 1716’da ve ikinci defa ise 1790’da St. Petersburg’ta basılmıştır.[9]

Andre Du Ryer Kur’an’ı Fransız diline oldukça serbest bir şekilde tercüme etmiştir. Posnikov’un serbest dille tercüme edilen bu meali Rusçaya tercüme etmesi neticesinde ise Kur’an’ın Arapça metninden iyice uzaklaşmış bir meal ortaya çıkmıştır. Bu nedenle söz konusu meali çeviribilim açısından inceleme ve herhangi bir eleştiride bulunma ihtiyacını duymamaktayız.[10]

Hatırlatmak gerekir ki Posnikov hiçbir zaman oryantalist vasfını taşımamıştır. Böylece onun Kur’an’ı tercüme etmesi diğer işlerinin arasında ayrı ve özel bir yere sahip değildi. Bundan dolayı Posnikov’un mealinde, Kur’an’ın dil özelliklerine ve Kur’an’î konulara vakıf olmadığı için bazı komik hata ve açıklamalara rastlamak mümkündür. Örnek vermek gerekirse Posnikov, “İsra” olayını açıklarken Burak kelimesini “mücizevi bir hayvan Byurablank” şeklinde yanlış ifade etmekte, dolayısıyla lafzi bir hataya düşmektedir. Yine Posnikov’un mealinde bazı kelimelerin, hatta cümlelerin düştüğünü müşahede etmek de göze çarpan hatalar arasında zikredilebilir.[11]

Posnikov’un mealinde Fatiha suresinin tercümesi şu şekilde geçmektedir: Во имя БОГА щедрого и милостивого, и да будет хвала богу щедрому и милостивому, царю дня судного, ибо тя молим и тебе просим о вспоможении, настави нас на путь правый, путь который ты благословил тем, на которых не гневен еси, да бы и мы были, избавлены твоего гнева.[12]

Rusça mealin Türkçe tercümesi: Cömert ve rahmet sahibi olan Allah’ın adıyla. Övgü, cömert ve rahmet sahibi olan Allah’a olsun, hesap gününün kralına, zira sana yalvarıyoruz ve senden yardım istiyoruz, biz de senin gazabından kurtulmuş olalım diye bizi doğru yola; kutsadıklarının yoluna; kızmadıklarının yoluna ilet.

Bu arada belirtmek gerekir ki Posnikov’un Kur’an’ın Rus diline tercümesi I. Petro döneminde tek örnek değildir. O döneme ait “Al-Koran ili Zakon Magometanskiy. Perevedennıy s Arapskogo Na Frantsuzskiy Yazık Çerez Gospodina Du Ryer” isimli bir çalışmanın bulunduğunu 1913 yılında V. Sreznevskiy tespit etmiştir. Söz konusu çalışmada 20 surenin Rusçaya tercüme edildiği belirtilmektedir.[13]

2.       Mihail Veryovkin, Kniga Al-Koran Aravlyanina Magometa, 1790  

Mihail İvanoviç Veryovkin (1732-1795) Moskova vilayetinde Pokrovskiy Köyü’nde dünyaya gelmiştir. Babasının vefatının hemen akabinde henüz sekiz yaşındayken denizcilik okuluna verilmiştir. Bu okulu bitirip michman/deniz asteğmeni olmuştur. Moskova Üniversitesi’nin kararı ile ilmi ve idari hayata girmiştir. Fakat daha sonra farklı ithamlardan dolayı ifa ettiği görevden alınmıştır. Bunun üzerine doğduğu köye gitmiş ve orada 1773 yıllarına kadar farklı faaliyetler yürütmüştür. 1775 yılından sonra çariçe II. Ekaterina’nın yanına çağrılmış ve tercümanlık, danışmanlık ve bazı idari görevlere atanmıştır. 1782 senesinde İmparatorluk Bilimler Akademisi, 1785 yılında ise Rusya Akademisi üyeliğine tayin edilmiştir.[14]

  1. Ekaterina’nın inisiyatifiyle birkaç dil bilen Veryovkin tarafından bir meal daha hazırlanmış ve 1790 senesinde yayımlanmıştır.[15] Bu meal kendinden önce yapılan çalışmalara kıyasen Kur’an’ın anlamını daha iyi aktarabilmiştir. Nitekim Veryovkin profesyonel bir mütercimdir. O denizcilikle alakalı Fransızca ve Almanca yazılan eserleri Rusçaya tercüme etmiştir. Ayrıca Rusça Kutsal Kitabı, Fransızca, Almanca ve Latince kutsal kitaplarla karşılaştıran bir çalışma da yapmıştır. Veryovkin’in tercümeleri arasında İslam hakkında eserler de yer almaktadır.[16]

Veryovkin, Kur’an’a karşı diğer oryantalistlere nazaran daha müsamahalı bir tutum sergilemiştir. Andre Du Ryer’in Fransızca “L’Alcoran de Mahomet” isimli mealini Rusçaya tercüme etmiş ve çalışmasını “Kniga Al-Koran Aravlyanina Magometa” şeklinde adlandırmıştır. Mealinin tam ismi “Книга Аль-Коран аравлянина Магомета, который в шестом столетии выдал оную за ниспосланную к нему с небес, себя же последним и величайшим из пророков Божиих/ Kniga Al-Koran aravlyanina Magometa, kotorıy v şestom stoletii vıdal onuyu za nisposlannuyu k nemu s nebes, sebya ce poslednim i velichayşim iz prorokov bojiih” şeklindedir. Kendi zamanına göre üstün edebiyat özelliklerine sahip olan bu eser Rus edebiyatında büyük bir iz bırakmıştır. Bu gibi çalışmalar XIX. asrın başlarından itibaren Rusya’da İslam dünyasına yönelik ilginin de bir hayli yoğunlaşmasına sebep olmuştur. Mesela Aleksandr Sergeyeviç Puşkin (1799-1837) bu mealden çok etkilenmiş ve meşhur “Podracaniya Koranu” eserini yazmıştır.[17]

Veryovkin İbrahim suresinin 1.ayetini şu şekilde tercüme etmiştir: Аз есмь бог милосердый. Ниспосылаю к тебе, Магомет, книгу сию, да изводиши народ от тьмы к свету…[18]

Rusça mealin Türkçe tercümesi: Ben merhametli olan Allah’ım. Muhammed, bu kitabı, halkı karanlıktan aydınlığa çıkarasın diye, sana gönderiyorum.

3.       Aleksey Kolmakov, Al-Koran Magomedov, 1792

Aleksey Vasilyeviç Kolmakov (?-1804) profesyonel İngilizce bir mütercimdir. Kur’an çevirisinden önce İngilizceden farklı konuları içeren kitapları Rusçaya tercüme etmiştir. Ayrıca kendi döneminin Sterne ve Addison’un meşhur eserlerini Rus diline kazandırmıştır. 1791 yılında Kolmakov kendisine ait bir şiir kitabı telif etmiştir.[19]

Kolmakov, George Sale tarafından yapılmış “The Koran: Commonly Called the Alcoran of Mohammed” isimli İngilizce meali 1792 yılında Rusçaya tercüme etmiştir.[20] Söz konusu meal Sankt Petersburg’da İmparatorluk Bilimler Akademisi’nin destekleriyle yayımlanmıştır. Bu çalışma bizzat II. Ekaterina’nın emriyle gerçekleştirilmiştir. Kısa bir süre zarfında (1798 yılına kadar) bu mealin beş baskısı yapılmıştır. Mealin tam ismi şu şekildedir: “Ал Коран Магомедов, переведённый с арабского языка на английский с приобщением к каждой главе на все тёмные места изъяснительных и исторических примечаний, выбранных из самых достовернейших историков и арабских толкователей Ал Корана Георгием Сейлем/ Al-Koran Magomedov, perevedonnıy s arabskogo yazıka na angliyskiy s priobşeniyem k kacdoy glave na vse tomnıye mesta iz’yasnitel’nıh i istoriçeskih primeçaniy, vıbrannyh iz samyh dostoverneyşih istorikov i arabskih tolkovateley al-Korana Georgiyem Seylem”.[21]

Mealin hemen başında George Sale’ın lehinde sözler sarf edilmektedir. Daha sonra George Sale’ın beş sayfalık önsözüne yer verilmiştir. Bunun peşinden Kolmakov “Kur’an Hakkında Genel Ön Not” başlığı altında yaklaşık yirmi sayfada özetle şu konulara değinmiştir:[22]

  1. “Kur’an” kelimesinin etimolojik anlamı hakkında genel bilgi verilmekte ve vahiy hakkında “hiç şüphesiz ki Kur’an’ı Muhammed uydurmuştur. Büyük bir ihtimalle bu konuda başkalarından da yardım almıştır.” ifadeleri yer almaktadır.
  2. Kur’an sureleri ve hurûf-i mukattaa hakkında genel bilgi verilmektedir.
  3. Kur’an’ın sureler, cüzler ve hizblere bölünmesini Yahudilerden aldığını iddia etmektedir.
  4. Kur’an’daki tekrarları bir kusur ve eksiklik olarak nitelemektedir.
  5. Farklı açılardan Kur’an’ı, Hz. Muhammed’i ve İslam’ı eleştirmekten çekinmemektedir.
  6. Kolmakov’a göre Kur’an’ın nüzul döneminde muhatabın daha önce neredeyse duymadığı hiçbir şey yoktur. Yani Kur’an muhatabına yeni bir şey getirmemiştir.
  7. Kolmakov, Tevbe suresi hariç her surenin besmeleyle başlamasını Hz. Muhammed’in Farslılardan aldığını iddia etmektedir.
  8. Kolmakov, Hz. Muhammed’in ve Kur’an’ın amacını şu şekilde özetlemektedir: Kur’an’ın hedefi, nüzul dönemindeki mevcut dinleri kendi bünyesine dâhil etmektir. Bunun için Muhammed bazen güzel şeyler vaat eder bazen de cezalarla korkuturdu.
  9. Kur’an’ın tedricen vahyedilmesini “Muhammed bütün durumları dikkate alarak Kur’an’ın peyderpey indiğini iddia etmiştir. Herhangi bir olumsuzluk olduğunda ise ‘Allah bana böyle vahyetti’ bahanesini ileri sürerdi” şeklinde yorumlamaktadır.

Yukarıdaki açıklamalardan da açıkça anlaşılacağı üzere Kolmakov’un İslam’a ve Kur’an’a bakış açısı olumsuzdur. Elbette ki bu yaklaşımı meal üzerinde de kendini gösterecektir. Örnek olarak Yunus suresinin mealinden bazı örnekler vermek istiyoruz:

  1. Kolmakov ayetlerin numaralarını kendine göre yapmıştır. Örneğin 109 ayetlik olan Yunus suresi Kolmakov’un mealinde toplam 39 ayet olarak gösterilmiştir.
  2. Ayetlere mana verirken oldukça serbest tercüme metodu kullanılmış, Kur’an’da yer almayan kelime ve cümleler eklenebilmiştir. Bazen de kelimelere alakası olmayan manalar verilmiştir.[23]
  3. ayetin bağlamı anlaşılmamış veya yanlış anlaşılmıştır. Nitekim ayet cennet ehlinin özelliklerinden bahsederken tercümede sanki cehennem ehlinin özellikleriymiş gibi gösterilmektedir.[24]

4.       Konstantin Nikolaev, Koran Magomeda, 1864

Tarihi kaynaklarda Konstantin Nikolaev ve meali hakkında neredeyse hiçbir bilgi bulunmamaktadır.

XIX. asrın ikinci yarısında Nikolaev tarafından Rus diline bir meal daha kazandırılmıştır. Bu çalışma, A.B. Kazimirskiy tarafından Fransızca kaleme alınan mealinin tercümesidir.[25] Rus edebiyatına hâkim olan ve tercümede ustalığını yansıtan Nikolaev’in meali 1917 yılına kadar Rus halkının ihtiyacını karşılayabilmiştir. Daha sonra bu mealin 1998 yılında Kazakistan’da yeni baskısı yayımlanmıştır.[26]

Kur’an’ı ilk defa Arapçadan Rusçaya tercüme eden Boguslavskiy, Nikolaev’in mealini incelemiş ve genel olarak söz konusu meal hakkında olumlu eleştirilerde bulunmuştur. Fakat bununla beraber Boguslavskiy’e göre mealde ayetlerin Rus diline yanlış aktarıldığı yerler de bulunmaktadır. [27]

Nikolaev’in Neml suresi 1-3. ayetlerinin tercümesine yer vermek istiyoruz: Во имя Бога Милостивого и Милосердного. Та. Сад. Таковы знамения чтения и писания очевидного. Они служат направлением и благою вестью для верующих. Для тех, кто соблюдает молитву, творит милостыню и стойко верит в жизнь будущую…[28]

Rusça mealin Türkçe tercümesi: Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla. Ta. Sad.[29] Tilavetin işaretleri ve apaçık yazı böyledir. İnananlar için bir yol gösterici ve bir müjdedir. Onlara ki, namaz kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete kesin olarak inanırlar.

5.       Ahmediyye, Koran, 1987, 1997, 2006

Ahmediyye cemaati mensuplarının kendilerine ait üç farklı Rusça mealleri bulunmaktadır.[30]  Bu cemaatin ilk mealini 1987 yılında üç kişilik bir heyet hazırlamıştır. Aradan on sene geçtikten sonra 1997 yılında Sadetskiy’nin gayretleriyle Ahmediyye’ye ait ikinci bir meal yayımlanmıştır. Ahmediyye cemaatinin üçüncü meali 2006 yılında yayımlanmıştır. Söz konusu mealler hazırlanırken Mevlana Muhammed Ali’nin İngilizce “The Holy Qur’an” isimli mealinin sahip olduğu tercüme ve yorum özelliklerinin esas alındığı bilinmektedir. 2006 yılında yayımlanan mealin temel ilham kaynağı Tâhir Ahmed’in Urduca meali olmuştur. Şimdi her üç meali ayrı ayrı incelemek istiyoruz:

5.1.   Heyet, Koran, 1987

Ravil Raisovich Bukharaev (1951–2012), Britanyalı Arap dili ve edebiyat uzmanı Rana Khalid Ahmad ve Rusyalı Rustam Khamatvaleev’den oluşan üç kişilik bir heyet Londra’da 1987 yılında Rusça Kur’an tercümesi yapmışlardır.[31] Söz konusu meal yeterince tanınmamaktadır. Yayım işlerini üstlenen Ahmediyye cemaati olmuştur.[32]

Ravil’in ifadesine göre mealin hazırlanması için gereken çalışmalar dokuz sene,  mealin yazılması da bir sene sürmüştür. Böylece söz konusu meal toplam on senenin mahsulüdür. Ayrıca üç kişiden oluşan heyet kasıtlı olarak şiirsel üsluptan kaçındıklarını dile getirmekte ve böylece mealin herkes tarafından anlaşılmasının sağlandığını düşünmektedirler.

Heyet, mümkün olduğunca mealde kendi görüşünü eklememeye/belirtmemeye çalıştığını söylemektedir. Kanaatimizce, heyet bu ifadeyle Rusça meal yazarken Kur’an’da geçmeyen kelimelerin zikredilmemesini kastetmektedir. Bu tür kelimelerin parantez içinde verildiğini görmekteyiz. Bu titizliğin(!) ise lafzi tercümenin bir ürünü olduğunu düşünmekteyiz. Söz konusu mealin Mevlana Muhammed Ali’nin İngilizce mealinden Rusçaya tercüme edildiği bilinmektedir.[33]

Mealden örnek olarak En’am 6/108. ayetini incelemek istiyoruz: И не поноси тех, к кому взывают они помимо Аллаха, чтобы в отмщение не поносили они Аллаха по невежеству своему. Так, для каждого народа заставили Мы казаться благими деяния их. Затем, возвратятся они к Владыке своему, и Он поведает им дела их.

Rusça mealin Türkçe tercümesi: Sonra onlar da intikam almak için bilgisizce Allah’a sövmesinler diye Allah’tan başkasına seslenenlere sövme. Böylece, Biz her topluma kendi yaptıklarının güzel görünmesini mecbur kıldık. Sonra onlar kendi Rablerine döneceklerdir ve O yaptıklarını kendilerine bildirecektir.

Ayete verilen manayı çeviribilim açısından incelemek istiyoruz:

  1. Söz konusu ayetin meali lafzidir. Ayette yer alan Arapça kelimelerin dizilişine dahi riayet edilerek Rus diline aktarılmaya çalışılmıştır.
  2. Ayette geçen “فَيَسُبُّوا اللّٰهَ عَدْواً بِغَيْرِ عِلْمٍۜ” ifadesine “чтобы в отмщение не поносили они Аллаха по невежеству своему/ Sonra onlar da intikam almak için bilgisizce Allah’a sövmesinler diye… ” şeklinde tercüme edilmiştir. Böylece ayette yer alan “عَدْواً” kelimesine “отомстить/intikam almak” manası verilmiştir. Kanaatimizce söz konusu kelimeye yer aldığı bağlam ve kök manası dikkate alınarak “из враждебности, düşmanlıkla/haddi aşarak…” gibi manalar verilmesi daha uygundur.
  3. Ayette geçen “كذلك زَيَّنَّا لِكُلِّ اُمَّةٍ عَمَلَهُمْ” ifadesine “Так, для каждого народа заставили Мы казаться благими деяния их/ Böylece, Biz her topluma kendi yaptıklarının güzel görünmesini mecbur kıldık.” şeklinde tercüme edildiğini görmekteyiz. Belirtmek gerekir ki ayette “заставили/mecbur kıldık” ifadesi yer almamaktadır. Dolayısıyla ayette yer alan “زَيَّنَّا” kelimesine sadece “приукрасили, разукрасили…/güzel gösterdik, süslü gösterdik…” gibi manaların verilmesi yeterli olacaktır.

5.2.   Aleksandr Sadetskiy, Svyaşennıy Koran, 1997  

Aleksandr Sadetskiy hakkında çok az bilgiye sahibiz. Sadetskiy’nin Laval Üniversitesinde profesör olduğu bilinmektedir. 1997 yılında Sadetskiy ABD’de Rusça bir meal yayımlamıştır.[34] Bilindiği gibi bu meal, Mevlana Muhammed Ali’nin İngilizce mealinin Rusçaya tercümesidir. Söz konusu mealin Rusçaya tercüme ediliş fikri 1989 yılında ortaya atılmıştır. Fakat o dönemlerde SSCB’de komünizm hâkim olduğundan mealin yayımlanması mümkün değildi. Ama daha sonra komünizm rejimi kalkınca meal Rus dilinde yayımlanmıştır.[35]

Mealin ilk sayfalarında İngilizce ve Rusça olmak üzere editörden ve Sadetskiy’den bir buçuk sayfalık kısa malumat ve teşekkürname yer almaktadır. Çalışmanın devamında 1990 yılında ve daha sonraki yıllarda yayımlanan İngilizce mealin önsözleri bulunmaktadır. Toplam yirmi beş sayfalık bu önsözlerden sonra “Giriş” kısmı yer almaktadır. Giriş kısmında Kur’an hakkında genel bilgiler sunulmaktadır.[36]

Mealde her surenin giriş kısmında surenin Mekkî veya Medenî olduğu bildirilmektedir. Surelerin hem Arapça telaffuzu hem de Rusça tercümesi verilmiştir. Surenin mealine geçilmeden önce sure hakkında genel ve oldukça geniş bilgiler verilmiştir. Her ayet ayrı ayrı tercüme edilmiştir ve gerektiği durumlarda dipnotlarda açıklamalar yapılmıştır. Söz konusu meal tefsir özelliği taşımaktadır ve ayetle ilgili tefsir kısmı dipnotla verilmiştir. Tefsir kısmında bol miktarda Kutsal Kitaptan açıklamalara yer verilmiştir.

Önceki çalışmalarımızda da belirtmiştik ki Kur’ân-ı Kerîm’deki her ayetin sonunun gramatik anlamda anlamlı bir cümleye tekabül etme şartı yoktur. Özellikle söz konusu kısa ayetler olunca birkaç ayet bir cümle oluşturabiliyor. Mana ancak bu bütünlük dikkate alındığı takdirde tam olmaktadır. Buna dikkat etmeyen meal yazarları sürekli hataya düşmektedirler.[37] Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için Sadetskiy’nin mealinden Rum 30/1-5. ayetlerini örnek alarak inceleyelim:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ

الٓمٓ۠ ﴿١﴾ غُلِبَتِ الرُّومُۙ ﴿٢﴾ ف۪ٓي اَدْنَى الْاَرْضِ وَهُمْ مِنْ بَعْدِ غَلَبِهِمْ سَيَغْلِبُونَۙ ﴿٣﴾ ف۪ي بِضْعِ سِن۪ينَۜ لِلّٰهِ الْاَمْرُ مِنْ قَبْلُ وَمِنْ بَعْدُۜ وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَۙ ﴿٤﴾ بِنَصْرِ اللّٰهِۜ يَنْصُرُ مَنْ يَشَٓاءُۜ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الرَّح۪يمُ ﴿٥﴾

Во имя Аллаха, Милостивого, Милосердного. 1. Я, Аллах, Лучший Знающий. 2. Римляне побеждены 3. В близкой земле, и они, после поражения их, одержат победу 4. Не позже, чем через девять лет. Аллаху принадлежит повеление прежде и после. И в тот день верующие возрадуются 5. Помощи от Аллаха”. Помогает Он, кому Он пожелает, и Он -Могущественный, Милосердный.

Rusça mealin Türkçe tercümesi: Rahman ve Rahim Allah’ın adına. Ben, Allah, en iyi bilenim. Bizanslılar yenilgiye uğradı. Yakın bir yerde ve onlar, bu yenilgilerinden sonra galip olacaklardır. Dokuz seneden geç değil. Önünde ve sonunda emir Allah’ındır. İşte o gün inananlar sevineceklerdir. Allah’ın yardımıyla. Dilediğine yardım eder ve O Azizdir, Rahîmdir.

Sadetskiy’nin bu meali üzerinde birkaç mülahazada bulunmak istiyoruz:

  1. Sureye mana verilirken ayet numaraları dikkate alınarak yapılmıştır. Fakat böyle bir çeviri ne Arapça cümlelerin okunuşuna ne de Rusça cümlelerin kuruluşuna uygundur. Çünkü “غُلِبَت – gulibet” fiili ile bu fiilin müteallakı “فِيۤ أَدْنَى ٱلأَرْضِ – fi adna’l-ardi”dır. Her ne kadar aralarında bir fasıla/ayet sonu olsa da bu iki ayet arasında durulmaması gerektiğini bildiren “لا/la” secâvend işareti bulunmaktadır. Dolayısıyla burada ayetin bağlamını kurarak anlam vermemiz Aksi halde ayetin fasıla/ayet durağına riayet ederek mana verirsek anlam eksik kalır. Yine aynı şekilde “سَيَغْلِبُونَ  – seyağlibune” fiili ile onun müteallakı “فِي بِضْعِ سِنِينَ – fi bid’ı sinîn” arasında da bir ayet durağı vardır ve durulmaması gerektiğini gösteren “لا/la” harfi bulunmaktadır. Her ne kadar ayet durağı olsa da bu iki ayeti birleştirerek mana vermemiz bağlamın doğru anlaşılması için zaruridir. Son olarak  “يَفْرَحُ – yefrahu” fiili ile onun müteallakı  “بِنَصْرِ ٱللَّهِ – binasrillah” aralarında ayet durağı vardır ama yukarıda belirttiğimiz durum burası için de geçerlidir. Burada sebep ile müsebbebin birbirinden ayrılarak anlam verilmesi mananın kopukluğuna neden olacaktır.
  2. Birinci ayette yer alan “الٓمٓ۠/elif lâm mîm” harflerine “Я, Аллах, Лучший Знающий/Ben, Allah, en iyi bilenim” şeklinde yersiz ve mesnetsiz bir mana verilmiştir.
  3. Dördüncü ayette yer alan “فِي بِضْعِ سِنِينَ – fi bid’ı sinîn” ifadesine “Не позже, чем через девять лет/ dokuz seneden geç değil” şeklinde meal verilmiştir. Açıkçası bu ifade ayette yoktur fakat ayette verilmek istenilen manaya da ters düşmemektedir. Nitekim Arapçada “بِضْع –bid’” kelimesi üç ile dokuz rakamları arasındaki sayıyı bildirmektedir.

Sadetskiy’nin meali lafzi tercümedir. Tercüme esnasında her kelimenin Rus diline aktarılma endişesi taşındığı hissedilmektedir. Örnek olarak Rum 30/8. ayetini inceleyebiliriz:

اَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا ف۪ٓي اَنْفُسِهِمْ۠ مَا خَلَقَ اللّٰهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَٓا اِلَّا بِالْحَقِّ وَاَجَلٍ مُسَمًّىۜ وَاِنَّ كَث۪يراً مِنَ النَّاسِ بِلِقَٓائِ۬ رَبِّهِمْ لَكَافِرُونَ

Неужто не размышляют они внутри себя? Аллах не сотворил небес, и земли, и того, что меж ними, иначе чем по истине и (на) установленный срок. А большинство людей, воистину, — отрицающие встречу с Господом их.

Rusça mealin Türkçe tercümesi: Onlar kendi içlerinde hiç düşünmüyorlar mı? Allah, gökleri ve yeri ve ikisi arasında bulunan her şeyi ancak hak ile ve muayyen bir vakit için yaratmıştır. İnsanların birçoğu, şüphesiz Rablerine kavuşacaklarını inkâr edenlerdir.

Sadetskiy ayeti lafzi olarak tercüme etmiştir. Ayette geçen “اَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا ف۪ٓي اَنْفُسِهِمْ۠/ Неужто не размышляют они внутри себя?/onlar kendi içlerinde hiç düşünmüyorlar mı?” ifadesini tercüme ederken ayette yer alan kelimelerin sırasını dahi dikkate alarak tercüme ettiğini görmekteyiz. Ayetin devamı ve diğer ayetlerde de bu titizliği (!) görmek mümkündür. Ayrıca mananın Rus diline güzel bir şekilde aktarıldığını söylemek zor olacaktır.

5.3.   Heyet,  Svyaşennıy Koran, 2006

1987 yılında yeni bir mealin yayımlanması için emek veren grup yaklaşık on dokuz sene sonra önceki çalışmalarının tecrübelerine dayanarak yeni bir meal yayımlamışlardır. Heyette yer alan isimlerin hatırlatılmasında yarar vardır: Ravil Raisovich Bukharaev (1951–2012), Arap dili ve edebiyatı uzmanı Rana Khalid Ahmad ve Rustam Khamatvaleev.[38]

Ahmediyye cemaatinin Rusya temsilcisi Rustam Khamatvaleev meali hazırlarken Mirza Tâhir Ahmed’in Urduca yazdığı mealini esas almıştır.[39] Mirza Tahir Ahmed’in mealinde sureler ve ayetler hakkında yer alan bilgiler de Rustam tarafından Rusçaya tercüme edilmiştir. Redaksiyon işlerinde emeği geçenler arasında Ravil Bukharaev yer almaktadır. Redaksiyon heyetinin belirttiğine göre ayetlere mana verilirken Arapça metin esas alınmıştır.[40] Bu mealin, daha önceki çalışmanın (1987) yeni bir baskısı olmadığı özellikle vurgulanmaktadır. Mealin hazırlanmasında rehberlik eden Muniruddin Şams olmuştur.

Bukharaev önsözde meal okurlarının düştükleri genel hatayı şu şekilde belirtmektedir: İnsanlar arasında Kur’an ve İslam’la tanışmak için yaygın olan hata Kur’an’ı bağlamından bağımsız, sıradan bir kitap olarak algılamalarıdır[41] Söz konusu ifade kanaatimizce oldukça önemlidir. Nitekim Kur’an’ı bağlamından bağımsız anlamaya çalışmak, meallerde de görüldüğü gibi, birçok yanlış anlaşılmalara yol açmıştır.

Önsözün devamında Bukharaev önceki vahiylerin öneminden bahsetmekte ve Kur’ân-ı Kerîm’in, kendini, kendinden önceki vahiylerin onaylayıcısı (musaddık) olduğunu hatırlatmaktadır. Bu konuda Bukharaev’a tamamen katılmaktayız. Nitekim Kur’ân, kendinden önceki kitapları onaylamak için geldiğini açıkça vurgulamaktadır. Bunun dışında Kur’ân, mesajını muhataplarına sunarken önceki vahiylere sık sık müracaat etmektedir; çünkü peygamberler birbirlerini onaylamak için gönderilmişlerdir. Şu halde Kur’ân-ı Kerîm’in, kendini, kendinden önceki vahiylerin onaylayıcısı (musaddık), hatta daha da önemlisi koruyucusu (müheymin) olarak takdim etmesine şaşırmamak gerekir.[42]

Kur’an’ı yaklaşık altmış farklı dile tercüme ettiğini dile getiren Ahmediyye cemaati söz konusu mealin hazırlanmasına yaklaşık altı senelik (1999-2005) yoğun bir emek verildiğini belirtmektedir. Tercüme esnasında mananın tamamlanabilmesi için gerektiği durumlarda parantezlere yer verilmiştir.[43]

Heyet, Kur’an’ı yorumlamada eski kaynaklara saygı gösterilmesiyle beraber yeni verilerin de mutlaka göz önünde bulundurulmasını önemsemiştir. Kur’an’ı anlamada temel prensip Mirza Gulam Ahmad tarafından özetle şu şekilde beyan edilmiştir:[44]

  1. İlk prensip Kur’an’ı Kur’an’la yorumlamak olmalıdır. Dış kaynaklara başvurmadan önce ayetlerin tefsirini Kur’an’ın içinde aramamız gerekir.
  2. Müşkil[45] ayetlerin çözümünde tefsircilerin önerdiği görüş benimsenmektedir.

Surelerin mealine başlamadan önce ne zaman ve nerede nazil olduğu hakkında kısaca bilgi verilmektedir. Surelerin ana teması özetle sunulmaya çalışılmıştır. Mealde ve özellikle açıklamalarda yazarların bazı görüşleri dikkatlerimizi çekmiştir. Bu görüşleri kısaca özetlemek istiyoruz:

  1. Heyet surelerin başında yer alan besmeleleri birer ayet olarak kabul etmekte ve surelerin ilk ayeti olarak numaralandırmaktadır.
  2. Neshi reddederler. Çünkü onlara göre neshin varlığına dair açık bir şekilde delâlet eden herhangi bir ayet yoktur. Kur’an’da neshten söz eden ayetler, Kur’an’ın, kendinden önceki kitapları yürürlükten kaldırdığını ifade eder.[46]
  3. Kur’an’da yer alan hurûf-ı mukattaa[47] harfleri Allah’ın isim ve sıfatlarından bir kısmına işaret etmektedir. Hurûf-ı mukattaanın geçtiği yerlerde parantez içinde Allah’ın isim ve sıfatlarını vermektedirler.
  4. Kur’an’da modern ilimlere işaretler vardır.[48]
  5. Nisa 4/69. ayetini yorumlarken “مع /mea” edatına “من /min” anlamının verilmesi gerektiğini ileri sürerek “Allah’a ve resulüne itaat eden – peygamber, sıddîk, şehid ve iyi kimse olabilir” görüşünü savunmaktadırlar. Dolayısıyla heyete göre Allah’a ve resulüne itaat edilmekle peygamber olunabilir.[49]
  6. Heyet, Bakara 2/124. ayeti yorumlarken Şia’nın “imamet” anlayışını eleştirmekte ve mananın çarpıtıldığını dile getirmektedir.
  7. Heyet, Kur’an’da zikredilen bazı mucizelere ve hakikat ifadelerine aklî izahlar yapmış ve mecaz anlamlar yüklemeye çalışmıştır.[50]
  8. Heyet, Bakara 2/35-38. ayetlerin üslubuna dikkat çekerek “Cennette sadece Âdem (a.s.) ve eşi değil aynı zaman nesli de bulunmaktaydı” görüşünü savunmaktadır.

Söz konusu meal, çeviribilim açısından incelendiğinde lafzi olduğu söylenebilir. Heyet ayetleri tercüme ederken manayı değil ayet rakamlarını esas alarak tercüme etmeye çalışmış, mümkün olduğunca ayette yer alan kelimelerin düzenini dahi Rusça mealde korumaya çalışmıştır.[51]

Heyetin ayetleri Rus diline bazen yanlış tercüme ettiğini görmek mümkündür. Örnek olarak Bakara 2/26. ayeti vermek istiyoruz:[52]

اِنَّ اللّٰهَ لَا يَسْتَحْيٖى اَنْ يَضْرِبَ مَثَلًا مَا بَعُوضَةً فَمَا فَوْقَهَا فَاَمَّا الَّذٖينَ اٰمَنُوا فَيَعْلَمُونَ اَنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْ وَاَمَّا الَّذٖينَ كَفَرُوا فَيَقُولُونَ مَاذَا اَرَادَ اللّٰهُ بِهٰـذَا مَثَلًا يُضِلُّ بِهٖ كَثٖيرًا وَيَهْدٖى بِهٖ كَثٖيرًا وَمَا يُضِلُّ بِهٖ اِلَّا الْفَاسِقٖينَ

Воистину, Аллах не стесняется приводить в пример комара и то, что на нем. И те, которые уверовали, знают, что это — истина от Владыки их. А что касается тех, которые не уверовали, то они говорят: «Что желает (сказать) Аллах этим примером?» Он оставляет этим в заблуждении многих и наставляет Он этим многих. И не оставляет Он этим в заблуждении никого, кроме нечестивых,

Rusça mealin Türkçe tercümesi: Allah, bir sivrisineği ve üzerinde olanı örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler onun, Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. İnanmayanlara gelince “Allah, örnek olarak bununla neyi (söylemek) istemiştir?” derler. O bununla birçoklarını yanılgı içerisinde bırakır, birçoklarını da doğru yola iletir. Ve O bununla, fasıklardan başkasını yanılgı içerisinde bırakmaz.

Ayette geçen “فَمَا فَوْقَهَا/femâ fevkahâ” ifadesi hakkında iki farklı yorum vardır: “Ondan daha küçük bir şeyi” ve “ondan daha büyük bir şeyi”. Her iki görüş de haklı gözükmektedir. Örneğin Kur’an Yolu Meal ve Tefsir isimli çalışmada konuyla alakalı şu bilgiler yer almaktadır: “Temsil, teşbih, örnekleme edebî sanatlardan olup hem sözün güzelleşmesini hem de anlamanın kolaylaşmasını sağlar. Sonsuz merhamet ve lutuf sahibi olan Allah, kitabını kullarının zevkle okumaları ve kolay anlamaları için gerektiğinde bu sanatları da kullanmıştır. İnkârcıların yağmur, bulut, örümcek gibi örnekleri ileri sürerek “Allah böyle şeyleri örnek vermez” demeleri üzerine, “Gerektiğinde sivrisineği, hatta daha küçük ve önemsiz şeyleri bile örnek verir” denilerek bu düşünce reddedilmiştir.”[53]

Fakat Rustam Khamatvaleev ve ekibinde olan heyet ayette geçen “فَمَا فَوْقَهَا” ifadesini lafzî tercüme etmiş ve faklı algılamıştır. Söz konusu ifadenin lafzi tercümesi “и то, что на нем/ ve üzerinde olanı” şeklindedir. Söz konusu manaya istinaden ayetin yorum kısmında “sivrisineğin sıtma hastalığının taşıyıcısı olduğu anlaşılmaktadır. Yeryüzünde insan en çok sıtma ve sıtmanın neticesinde doğan hastalıklardan ölmektedir…” şeklindeki manaya ulaşılmaktadır. Verilen bilgiler belki doğrudur fakat bu bilgileri söz konusu ayetle ilişkilendirmek uygun düşmemekte ve verilmek istenilen mesaja uyum sağlamamaktadır.[54]

6.       El-Afifi ve el-Mansi, el-Muntahab Svyaşennıy Koran, 2000   

El-Afifi (1935-2005) ve el-Mansi (1951-) tarafından yapılan yeni Kur’an tercümesi 2000 senesinde yayımlanmıştır. Afifi birçok Arapça dini eseri Rus diline tercüme etmiştir. Mısırlı el-Afifi filolog ve Rus dili uzmanıdır. İngilizce alanındaki yüksek lisansını Kahire’deki Amerikan Üniversitesinde yapmıştır. MGU’da[55] 1964 yılında doktora çalışmasını filoloji alanında yapmıştır. Ayn Şems Üniversitesi Alsun Fakültesi Slav Dilleri ve Edebiyatı bölümünde profesörlük görevini ifa etmiştir. El-Mansi, MGU’da 1983 yılında filoloji alanında doktora unvanını almıştır. Ayn Şems Üniversitesi Alsun Fakültesi Rus Edebiyatı profesörüdür.[56]

Tefsir özelliği taşıyan bu meal Arapça yazılmış olan “المنتخب في تفسير القرآن الكريم – el-Muntahab fi Tefsiri’l-Kur’ân’il-Kerim” eserinin Rusçaya tercümesidir. İlk baskısı Kahire’de 2000 yılında yapılmıştır. İkinci baskısı 2001 yılında Tataristan’ın başkenti Kazan’da yapılmıştır. Üçüncü baskısı ise 2002 yılında Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te gerçekleşmiştir.[57]

Eserin önsözünü Muhammed Seyyid Tantavi yazmıştır. Yaklaşık sekiz sayfalık önsözde kısaca şu konular ele alınmıştır:

  1. Muhammed’e vahyin gönderiliş sebebini üç maddede özetlemektedir.
  2. Vahyin korunmuşluğu hakkında kısaca bilgi verilmektedir.
  3. Ulemanın İcaz, Kıraat, Esbab-ı Nüzul, Kıssa, Nasih-Mensuh gibi ilimlerle iştigal ettikleri dile getirilmektedir.
  4. Kur’an’ın insanlığa hidayet olabilmesi için onu doğru anlamada yardımcı olan tefsire ihtiyacın olduğu zikredilmektedir.
  5. Kur’an’ın/tefsirin başka dillere tercüme edilme konusu ele alınmaktadır. Tercüme edilişinin sebepleri zikredilirken Muhammed Abdülazîm Zürkânî ve Muhammed Mustafa el-Merâgî’nin görüşlerine yer verilmektedir.

Söz konusu çalışma kesinlikle lafzi tercümelerden değildir. Ayetlere mana verilirken tefsirle beraber serbest çeviri metodu kullanılmıştır. Daha önce de zikrettiğimiz gibi çalışmayı iki kişi gerçekleştirmiştir. El-Afifi iki önsöz, 1-9 ve 16-41. arasındaki sureleri tercüme etmiştir. Geriye kalan kısmı el-Mansi tercüme etmiştir. Çalışmanın redaktörlüğünü Taşkent Üniversitesi Doğubilim bölümleri profesörü Rano Umarovna Khodjaeva yapmıştır. Üçüncü baskısının projesini A. Sabirov üstlenmiştir.[58]

Herhangi bir surenin mealine başlamadan önce işlenecek sure hakkında; nerede ve ne zaman indiğine dair kısaca bilgi yer almaktadır. Surenin ismiyle alakalı genel bilgi verilip içerdiği ana konular hakkında malumat verilmiştir. Ayetlere mana verilirken ayetlerin tercümesi ile tefsiri iç içedir. Ayrıca tercümenin bitip tefsirin başladığı yeri bildirmek için herhangi bir stil, yazım farklılığı kullanılmamıştır. Bu açıdan okurun, okuduğu metnin meal mi yoksa tefsir mi olduğunu tespit etmesi mümkün değildir. Kanaatimizce bu tür yaklaşım olumsuzdur ve çalışmanın ilmi yönünü zedelemektedir. Sureler işlenirken “kıble, şeriat” gibi terimler dipnotta açıklanmıştır.

El-Afifi ve el-Mansi erken dönemde yapılan tefsirleri katiyen kabul etmemektedirler. Kaynakça olarak genelde Seyyid Kutub, Mevdudi, Sıddıkı, Abdullah Yusuf Ali gibi şahısların çalışmalarından istifade edilmiştir. Esere yapılan diğer bir eleştiri ise ideolojik hataları içermesidir.[59]

7.       Çıngız Guseynov, Surı Korana, 2002

Çıngız Guseynov Gasanoğlu (1929-) Bakü’de doğmuştur. 1952’de MGU Filoloji fakültesinden mezun olmuştur. Yüksek lisansını (1955) SSCB Bilimler Akademisi Doğubilimleri Enstitüsü’nde yapmıştır. Daha sonraki tarihlerde ise doktor (1979) ve profesör (1980) unvanlarını almıştır. Birçok ilmi çalışmaya sahip olan Guseynov “Суры Корана, расставленные по мере ниспослания пророку/Surı Korana, rasstavlennıe po mere nisposlaniya proroku” isimli Rusça Kur’an mealini yayımlamıştır.[60]

Guseynov, mealine başlama kararını “Nezavisimaya Gazeta” isimli gazetesine verdiği bir demeçte açıklamaktadır. Açıklamasında “Не дать воде пролиться из опрокинутого кувшина” isimli romanından bahsetmekte ve bu eseri yazarken Kur’an’dan atıflar yapmak istediğinde zorluklarla karşılaştığını dile getirmektedir. Rusça mealleri birbirleriyle karşılaştırdığında ciddi farklılıkların bulunduğunu fark eder ve kendisi bir meal hazırlamaya karar verir.

Guseynov Arapça bilmemektedir. Bilmediğini “Вы пользовались переводами Корана на другие языки?/(meal çalışmanızda) diğer meallerden faydalandınız mı?” sorusuna yanıt verirken dile getirmektedir:

– Да. Поскольку я не знаю арабского языка, мне пришлось работать с переводами на русский, турецкий и азербайджанский, выверяя каждый аят… /Evet. Arapça bilmediğime göre, her ayeti teker teker kontrol ederek Rusça, Türkçe ve Azerice meallerle çalışmak zorunda kaldım…[61]

Mealinde sureler nüzul sırası dikkate alınarak tercüme edilmiştir. Guseynov’un ifadesine göre bu yaklaşımı tepki ve eleştirilere yol açmıştır. Meal çalışması yaklaşık altı sene sürmüştür.

Guseynov ayrıca bazı uç fikirleriyle tanınmaktadır. Konuyla alakalı görüşlerini şu şekilde özetlememiz mümkündür:[62]

  1. Kur’an’da büyük kompozisyon hataları vardır.
  2. Ana Mushaf’a “Musa” ve “İsa” isimli sureler alınmamıştır.
  3. Muhammed’in vefatından sonra Kur’an’ı derleyenler sureleri tertiplerken hata işlemişlerdir. Guseynov bu durumu şöyle açıklamaktadır: “Bilindiği gibi Muhammed’in vefatından 20 yıl sonra ilim adamları bir araya gelip sahip olduğumuz Mushaf’ı derlemişlerdir. Bunu yaparken kendi mantıklarına göre hareket etmişler ve nüzul sırası dikkate alınmaksızın ahkâm içeren sureleri öne almışlardır.”
  4. Guseynov’un vurgu yaptığı hususlardan birisi de Samî dinlerin yani Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’ın eşit olmasıdır. Ona göre Kur’an da buna vurgu yapmaktadır. Fakat ayet ve sureler nüzul sırasına göre yer almadıkları için bunun gibi önemli konular anlaşılmamaktadır. Eğer Kur’an, nüzul sırası dikkate alınarak anlaşılmaya çalışılırsa tamamen farklı bir mananın ortaya çıkacağını savunan Guseynov, mevcut sure düzeninin siyaseten yapıldığını düşünmektedir. Konuyla alakalı Guseynov şu görüşünü beyan eder: Örneğin, kimdir inanmayanlar? Son sureler Kur’an’ın baş kısmına yerleştirilince inanmayanlar kitlesine sadece müşrikler değil Yahudi ve Hristiyanlar da dâhil edilmektedir. Hâlbuki bu, vahyin ideolojisine ters düşmektedir.
  5. Bununla beraber Müslümanların yaptığı başka bir hataya dikkat çekerek “yapılan diğer bir yanlış ise Arapçanın Allah’ın konuştuğu dil olarak ilan edilmesidir. Bunun neticesinde Allah sadece Müslümanların tanrısıymış gibi sergilenmektedir. Hâlbuki tanrı herkesin ilahıdır. Bundan dolayı mealimde özellikle ‘Allah’ kelimesini kullanmadım.” şeklindeki itirazlarına yer vermektedir.[63]

8.       Abbas Sadr Ameli, Svet Svyaşennogo Korana, 2008

“Svet Svyaşennogo Korana” isimli tefsir, İmani’nin Farsça hazırladığı çalışmanın Rusçaya tercümesidir. Çalışma 1991 yılında Seyyid Kemal Fakih İmani’nin rehberliğinde ilmi bir heyet tarafından hazırlanmıştır. Çalışmayı Rus diline kazandıran Seyyid Abbas Sadr Ameli olmuştur. Redaksiyon işlerini Nazim Zeynalov üstlenmiştir.[64]

Kur’an’ı anlamak için her zaman sadece meal okumanın yeterli olmadığını hatırlatan Seyyid Abbas tefsirlerin öneminden bahsetmekte ve söz konusu çalışmanın hazırlanmasına toplamda üç sene harcandığını belirtmektedir. İslam âleminde kabul görmüş tefsir kaynaklarından istifade ettiğini dile getiren Seyyid Abbas bütün meallerin kabul edilebilir nitelikte olmadığını “Bazı meal yazarları kötü niyetlidir ve kasten manayı çarpıtmaktadırlar” cümlesiyle hatırlatmaktadır. Svet Svyaşennogo Korana isimli tefsirde ayetlere mana verilirken izlenilen metotla alakalı açıklama dikkat çekmektedir:

“Ayrıca, söz konusu kitapta Arapça ayetlerin yanında yer alan Rusça meal Rus dilindeki farklı meallerden seçilmiştir. Ayete mana ve stil açısından en yakın olan Rusça mealler tercih edilmiştir. Mealin mütercimi ve redaktörü ayetlerin manasını Rusçaya aktarırken çarpıtma ve hatadan kaçınabilmek için elinden gelen bütün çabayı göstermişlerdir”[65]

Öyle anlaşılıyor ki ayetler anlamlandırılırken Seyyid Kemal Fakih İmani’nin verdiği manaların tercümesinden ziyade Rusça meallerde verilen hazır malzeme tercih edilmiştir.[66]

Her surenin başında Arapça ve Rusça isimleri yer almaktadır. Daha sonra sure ve içerdiği konu hakkında genel bilgi sunulmaktadır.

Tefsirde dikkatimizi çeken bazı konuları özetlemek istiyoruz:

  1. Besmele hakkında tartışma. Tefsir sahipleri surelerin başında yer alan besmelenin birer ayet olduğunu savunmaktadırlar.[67]
  2. Her cildin sonunda bir sayfalık “Müslümanlara Hitap” başlığı yer almaktadır. Burada ilk başta aşağıda örnek olarak incelediğimiz Nisa 4/59. ayeti[68] yer almaktadır ve tefsir kısmında ayette belirtilen görüşler teyit edilmektedir.

Dikkatimizi çeken ayetlerden birisi de Nisa 4/59. ayetidir:

يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اَطٖيعُوا اللّٰهَ وَاَطٖيعُوا الرَّسُولَ وَاُولِى الْاَمْرِ مِنْكُمْ فَاِنْ تَنَازَعْتُمْ فٖى شَیْءٍ فَرُدُّوهُ اِلَى اللّٰهِ وَالرَّسُولِ اِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ ذٰلِكَ خَيْرٌ وَاَحْسَنُ تَاْوٖيلًا

О вы, которые уверовали! Повинуйтесь Аллаху, повинуйтесь Посланнику Его и обладателям власти среди вас. Если же препираетесь о чем-нибудь, то верните это Аллаху и Посланнику Его, если веруете вы в Аллаха и в день Последний. Так будет лучше [для вас] и прекраснее по исходу.

Rusça mealin Türkçe tercümesi: Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygamberine ve sizden olan yetki sahiplerine itaat edin. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, onu Allah ve Resulüne arz edin, eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız. Bu (sizin için) daha iyidir ve sonuç olarak da en iyisidir.

Ayette geçen “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygamberine ve sizden olan yetki sahiplerine itaat edin” ifadesindeki “ulu’l-emr/yetki sahipleri, idareciler…” tabirinin “günahsız imamlar” şeklinde anlaşılması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu yorumu toplam 33 sahih hadisin desteklediğini belirtmektedir.[69] Bu yorum tefsir literatürümüzde yer alan bilgilere uymamakta ve Şia’nın sonradan ortaya attığı bir yoruma benzemektedir.[70]

Başka bir örneği Ali İmran 3/33-34. ayetlerinden vermek istiyoruz:[71]

اِنَّ اللّٰهَ اصْطَفٰى اٰدَمَ وَنُوحًا وَاٰلَ اِبْرٰهٖيمَ وَاٰلَ عِمْرٰنَ عَلَى الْعَالَمٖينَ . ذُرِّيَّةً بَعْضُهَا مِنْ بَعْضٍ وَاللّٰهُ سَمٖيعٌ عَلٖيمٌ

Воистину, Аллах возвысил Адама и Ноя, и род Авраама, и род Имрана над всеми обитателями миров, как потомство одних от других. Поистине, Аллах-Всеслышащ, Всезнающ.

Rusça mealin Türkçe tercümesi: Şüphesiz Allah, Âdem’i, Nûh’u, İbrahim ailesini (soyunu) ve İmran ailesini (soyunu) birbirinden gelmiş birer nesil olarak seçip âlemlere üstün kıldı. Muhakkak ki Allah, her şeyi İşitendir, Bilendir.

Bu ayetlerin yorumunda da Ehl-i Beyt’e ve imamete atıflar yapılmıştır; bazı tefsir kaynaklarında ayette yer alan “İbrahim’in soyu” ifadesi “Muhammed’in soyu”na eşdeğerdir. Yani Ehl-i Beyt, Hz. Muhammed’le beraber, günahsız aile fertleri olan Müslümanların yöneticisi Hz. Ali, Fatıma ve Mehdi’yi kapsayacak şekilde onların nesillerini kapsamaktadır.

Bu ve buna benzer açıklamalara yer verilerek Ehl-i Beyt ve imamet konusu ön plana çıkarılmakta ve ayette Şia’nın inancına destek arandığı dikkat çekmektedir.[72]

9.       Elmir Kuliev, Tolkovaniye Svyaşennogo Korana, 2012   

Elmir Kuliev söz konusu tefsirin ilk baskısını iki cilt halinde Rus diline kazandırmıştır.[73] Tefsirin ikinci baskısı Moskova’da 2012 yılında üç cilt halinde gerçekleşmiştir. “Tolkovaniye Svyaşennogo Korana” isimli çalışma es-Sa’dî’nin “Teysîrü’l-Kerîmi’r-Rahmân fî Tefsîri’l-Kelâmi’l-Mennân” isimli Arapça tefsirinin tercümesidir.[74]

Kuliev (1975-) Bakü’de doğmuştur. 1990 yılında Azerbaycan Devlet Tıp Üniversitesi’nin Diş Hekimliği Fakültesinde eğitimine başlamıştır. Fakültede Filistinli öğrencilerle tanışması İslam’a ve Arapçaya ilgisini uyandırmıştır. Öğrenci bursuyla Sablukov’un mealini satın alan ve mealde zıtlıklarla karşılaşan Kuliev, bunun sebebinin tercümenin kalitesizliğinden kaynaklandığını anlamış ve Arapça öğrenmeye karar vermiştir. Genelde İslam özelde ise Kur’an hakkında birçok eser yazmıştır.[75]

Es-Sa’dî hakkında kısaca bilgi vermek yerinde olacaktır: Ebu Abdillah Abdirrahman b. Nasır b. Abdillah b. Nasır es-Sa’dî (1889–1956) Benî Temim kabilesindendir. Suudi Arabistan’ın Uneyze beldesinde doğmuştur. Küçük yaşında yetim kalmıştır. On bir yaşlarında hafızlığını tamamlamıştır. Daha sonra ikamet ettiği bölgede bulunan âlimlerden ilim tahsil etmiştir.[76] Es-Sa’dî hayatı boyunca birçok eser telif etmiştir.[77]

Es-Sa’dî’nin en önemli eserlerinden birisi “Teysîrü’l-Kerîmi’r-Rahmân fî Tefsîri’l-Kelâmi’l-Mennân” isimli tefsir kitabıdır. Arapça eser oldukça akıcı ve açık bir dille yazılmıştır. Dolayısıyla her kitleden okura muhatap olabilmektedir. Es-Sa’dî ayetleri yorumlamakla beraber bazen ayetlerden çıkan hükümleri de belirtmeye çalışmıştır. Konuyu özetle anlatmaya çalışan es-Sa’dî asıl hedeften uzaklaşmamak için söz sanatı yapmadan kıssalara, İsrailiyata ve lüzumsuz bilgilere yer vermekten kaçınmıştır. Nadiren de olsa gramer açıklamaları yapan es-Sa’dî Kur’an vahyine ters düşen tefsirlerden uzak durduğunu dile getirmektedir.[78]

Kur’ân-ı Kerîm’in musaddık ve müheymin olduğuna dikkat çeken es-Sa’dî bazı tefsirlerin fazlasıyla uzun bazılarının ise çok kısa olduğunu hatırlatmaktadır. Her iki tefsir türünün de eksik olduğunu düşünen es-Sa’dî’ye göre tefsir, vahyin ne anlama geldiğini ortaya koymaktır; kelimelerin sözlük anlamlarının incelenmesi de bu hedefe hizmet etmelidir: Benim yegâne hedefim vahyin anlamlarını açıklamaktır. Daha önce zikrettiğim sebeplerden dolayı kelimelerin filolojik anlamları üzerinde durmadım. Ayrıca bugüne kadar yapılan filolojik açıklamalar yeterlidir ve gerçekten üzerine eklenecek bir şey kalmamıştır.[79]

“Tolkovaniye Svyaşennogo Korana” isimli çalışmanın ilk sayfalarında es-Sa’dî hakkında genel bilgiler verilmiştir.[80] Sonraki sayfalarda Abdurrahman b. Akil’in ve es-Sa’dî’nin yazdığı önsözü yer almaktadır.[81] İleriki sayfalarda tefsir esnasında müfessirin dikkat etmesi gereken hususlar belirtilmiştir.[82] Tefsirin I/ 24-33. sayfaları arasında esmâ-i hüsnâ’nın anlamları hakkında açıklamalar yer almaktadır.[83]

Üç ciltli tefsirin bazı özelliklerini şu şekilde özetlememiz mümkündür:

  1. Kuliev her ayetin tercümesini ayrı ayrı vermiştir. Yani birbirini tamamlayan ayetler dahi olsa her ayete müstakil olarak mana verilmiştir. Fakat ayetin manasının tamamlanmadığını belirtmek için yeni ayetin meali küçük harfle başlamaktadır.[84]
  2. Bilindiği gibi Kuliev ilk önce söz konusu tefsiri Rus diline kazandırmıştır. Daha sonra kendine ait yeni bir Rusça meal yazmıştır. Tefsirde ayetlere verilen mana ile Kuliev’in meali neredeyse aynıdır.[85] Dolayısıyla meale yapılan eleştiriler daha önceki çalışmamızda belirttiğimiz özelliklerden farklı olmayacaktır.[86]

Tefsirle alakalı incelememizi Mekke dönenimin ortalarında inmiş olan Sâffât suresinin 11. ayetinden bir örnek vererek bitirmek istiyoruz. Söz konusu ayette Allah, inkârcılara karşı şu şekilde buyurmaktadır:

فَاسْتَفْتِهِمْ اَهُمْ اَشَدُّ خَلْقاً اَمْ مَنْ خَلَقْنَاۜ اِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِنْ ط۪ينٍ لَازِبٍ

Спроси их (людей), они созданы прочнее или то, что Мы сотворили? Воистину, Мы сотворили их из липкой глины.

Rusça mealin Türkçe tercümesi: “Sor onlara (insanlara), onlar mı daha sağlam yaratılmıştır, yoksa Bizim yarattığımız mı? Gerçekten, Biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık.”

Hemen belirtmek gerekir ki söz konusu tercüme lafzi olmuştur. Ayette verilmek istenilen mana Rusça meale yansıtıl(a)mamıştır. Nitekim Sâffât 37/1-10. ayetlerde konu edinen melekler, yer ve göklerle ve arasında bulunanlar, semayı süsleyen yıldızlar da dâhil olmak üzere görünen ve görünmeyen varlıklarıyla bütün evrenin yaratılışı ile evrenin son derece karmaşık yapısı içinde kozmik bakımdan anılmaya bile değmeyecek kadar önemsiz bir yer tutan insanın yaratılışı arasında bir karşılaştırma yapılmaktadır. Bu karşılaştırmayla Allah’ın insanları yeniden diriltip hesaba çekmekten âciz olmadığını beyan etmektir.[87] Fakat ayette verilen manada bu karşılaştırma yer almamaktadır. Şöyle ki; Kuliev’in ayete verdiği manada “kimin daha sağlam yaratıldığı” tespit edilmeye çalışılmaktadır. Fakat yukarıda da belirttiğimiz gibi bütün evrenin yaratılışı ile insanın yaratılışı kıyaslanmakta ve insanın yaratılışının anılmaya bile değmeyecek kadar önemsiz olduğu vurgulanmaktadır.[88] Belirtmek gerekir ki Kuliev’in tercih ettiği mana kendinden sonra gelen meallere örnek teşkil eden Kraçkovskiy’nin mealine benzemektedir.[89] Aynı manayı 1995 yılında mealini yayımlayan Osmanov da tercih etmiştir.[90]

10.    Madina Belsejzer, Koran, Posledniy Zavet, 2014  

2014 yılında Rus diline kazandırılan “Koran, Posledniy Zavet” isimli meal, Reşad Halife’nin (1935–1990) 1989 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yayımlanan “Quran the Final Testament” isimli İngilizce mealinin tercümesidir. Söz konusu mealde Reşad Halife’nin 1974 yılında Kur’an’da 19 sayısı ve katları üzerine kurulu bir matematiksel sisteme uymadığı için 9/128-129. ayetler yer almamaktadır.

Mısır’da doğan Reşad Halife, ABD’de biyokimya dalında doktora yapmıştır. Bir süre Birleşmiş Milletler’de bilim danışmanı olarak çalışmıştır. Uluslararası bilimsel dergilerde yayımlanmış makaleleri bulunmaktadır.  Hadis ve sünnetin birer “şeytanî öğretiler” olduğunu savunan Reşad Halife, Kur’an’daki bazı ayetlerde söz edilen elçinin kendisi olduğunu iddia etmesiyle ölümüne imza atmıştır. 1989 yılında düzenlenen “Dünya İslâm Fıkıh Konseyi”ne katılan ulema, Reşad Halife’nin ölüme mahkûm edilmesine karar verir. Reşad Halife 1990 yılında bıçaklanarak öldürülmüştür.

“Quran the Final Testament” isimli İngilizce meali Rus diline kazandıran Madina Belsejzer’dir. Bazı kaynaklarda Mila Komarninski isimli kadın da ortak yazar olarak gösterilmektedir.[91]

Malum olduğu üzere Reşad Halife, 19 sayısını Kur’an’da  “Gizlenmiş Sır” olarak algılamaktadır. Dolayısıyla “Quran the Final Testament” isimli İngilizce mealde 19 sayının üzerinde sıkça durulduğu aşikârdır. Bu durum doğal olarak Rusça meale de yansımıştır. Daha ilk surenin mealinde 19 kodundan bahsedilmektedir.[92]

Rusçaya tercüme edilen “Koran, Posledniy Zavet” isimli mealin bazı özellikleri:

  1. Mealde her fırsatta 19 rakamına atıflar yer almaktadır. 19 rakamının, Kur’an’da saklı bulunduğu ve bunun Kur’an’ın bir mucizesi olarak kabul edildiği ve bu rakamın matematiksel veriler neticesinden elde edildiği iddia edilmektedir.
  2. İncelediğimiz mealde – tıpkı Kutsal Kitap’ta olduğu gibi- surelerin içerdiği manalar başlıklar altında verilmiştir. Mesela Lokman suresi; “Lokman’ın bilgeliği; ikinci buyruk; Lokman’ın nasihati; ebeveyni körü körüne taklit – ortak trajedi; en sağlam irtibat; onlar Allah’a inanıyorlar; bu, ihtiyaç duyduğumuz bütün kelimelerdir; ibadete layık olan sadece Allah’tır; bilebildiğimiz ve bilemediğimiz şeyler” gibi dokuz farklı konuya ayrılmıştır.[93]
  3. Meal, genel olarak lafzidir.
  4. Matematiksel işlemler neticesinde hurûf-i mukattaa’nın ne anlama geldiğinin keşfedildiği iddia edilmiştir. Bakara 2/1. ayetin tefsirinde hurûf-i mukattaanın 1400 seneden beri bir gizem olarak kaldığı fakat Kur’an’ın matematiksel mucizesi sayesinde bu gizemin çözüldüğü dile getirilmektedir.
  5. Kur’an’ın matematiksel mucizesi olan 19 rakamına ters düştüğü için Tevbe 9/128-129. ayetleri Kur’an’dan sayılmamaktadır. Konunun izahı Tevbe 9/127. ayetinin tefsir kısmında şu şekilde geçmektedir: Kur’an’da besmelesiz başlayan tek sure Tevbe suresidir. Bu fenomen 14 asırdan beri ilim adamlarını meşgul etmiştir. Artık biz anlıyoruz ki bunun üç tane amacı vardır:
    • Kur’an’ın putperestler tarafından tahrif edileceğine dair önceden haber verildiği ilahi bir uyarıdır. Tevbe 9/128-129 uydurma ayetleri sonradan putperestler tarafından eklenmiştir.
    • Kur’an’daki ilahi matematiksel fonksiyonlarından birisidir: Amacı Kur’an’ı tahriften korumaktır.
    • Kur’an’ın tamamlayıcı ve şaşırtıcı kod özelliklerini sağlamaktadır…[94]
  6. Kur’an’ın bazı ayetlerinde geçen “رَسُولٍ /rasûl” kelimesi matematiksel verilere göre “Reşad Halife”ye işaret etmektedir. Böylece Reşad Halife buna benzer ayetlere dayanarak kendisinin Resul olduğunu iddia etmiştir.[95]

Söz konusu mealde örnek olarak Lokman suresini incelemek istiyoruz:

  1. ayette geçen “تِلْكَ/bu, şu” edatından sonra parantezde “harfler” açıklaması mesnetsiz olarak eklenmiştir ve yine bir defa 19 rakamına atıf yapılmıştır.[96]
  2. ayette geçen “salât” kelimesi “Контактные Молитвы/Contact Prayers” şeklinde tercüme edilmiştir. Bu şekildeki mana Rus dünyasında yadırganmaktadır. Nitekim Ruslar namaza ya “namaz” ya da “молитва/molitva” demektedirler.
  3. ayette geçen “الْحَد۪يثِ” kelimesine ıstılahı anlamda “Hadis” manası verilmiştir; bu ise yanlış yorumlara yol açmıştır: “Среди людей есть такие, кто придерживаются необоснованного Хадиса, и так они отвлекают других от пути БОГА без знания и относятся к этому легкомысленно. – İnsanlardan öylesi vardır ki, asılsız Hadis’e uymaktadırlar, böylece onlar bilgisizce Allah yolundan saptırıyorlar ve bunu hafife almaktadırlar.” şeklinde bir mana verilmiştir. Elbette ki mana ayetin manasını yansıtmamaktadır.[97]
  4. 11, 15 ve 30. ayetlerde mana yanlış verilerek Allah’ın da putlardan birisiymiş gibi algılamasına yol açılmıştır.
  5. Her ne kadar 34. ayete mana zahiren doğru verilmiş ise de ayetin tefsir kısmı “Kıyametin ne zaman gerçekleşeceğini Reşad Halife bilmektedir” şeklinde yorumlanarak çarpıtılmıştır.

11.    Heyet, Svyashennıy Koran, 2015   

“Medina” yayınevinin gayretleriyle 2015 yılında Rus diline kazandırılan “Svyashennıy Koran. Smıslovoy Perevod s Kommentariyami” isimli meal, Abdullah Yusuf Ali’nin (1872– 1953) “The Meaning of the Holy Qur’an” isimli İngilizce meal-tefsirinin tercümesidir.

Abdullah Yusuf Ali, Hindistan’ın Bombay şehrinde dünyaya gelmiştir. Bombay’ın zengin tüccarlarından birisi olan Abdullah’ın babası, oğlunun iyi bir İslâmî eğitim almasına son derece önem vermekteydi. Abdullah, İslâmî Encümen-i Himâye Okulu’ndaki ilk eğitiminin ardından modern eğitim kurumlarına devam etmiştir. Bu okullar, sırasıyla, misyonerlerin açtığı bir okul, daha sonra Bombay Üniversitesi’dir. O, bu üniversiteden mezun olduktan sonra, kazandığı bir bursla İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’nde hukuk tahsili yapmış ve buradan başarı ile mezun olmuştur.[98]

“The Meaning of the Holy Qur’an” isimli İngilizce meali Rus diline kazandıranlar Mikhail Yakuboviç (1986-), Viktor Rubtsov, Nailya Khusainova ve Valeriy Bikchentaev olmuştur.[99] Çalışmanın baş editörlüğünü Damir Mukhetdinov üstlenmiştir.[100]

“Svyashennıy Koran. Smıslovoy Perevod s Kommentariyami” isimli mealde ayetlere mana verilirken Elmir Kuliev’in Rusça meali esas alınmış, bazı durumlarda ise redakte edilmiştir. Aynı şekilde Kraçkovskiy, Şidfar, Osmanov, Porohova ve el-Fahuri’nin meallerinden de istifa edilmiştir.[101]

Daha önce 1997, 1998, 1999 ve 2001 yıllarında A.Y. Ali’nin “The Meaning of the Holy Qur’an” isimli mealinin bazı bölümleri kitapçıklar halinde Rus diline kazandırılmıştı. Nihayet on senelik uzun bir emeğin neticesinde söz konusu mealin tümü Rus diline tercüme edilmiştir.[102]

“Svyashennıy Koran. Smıslovoy Perevod s Kommentariyami” isimli mealin bazı özellikleri:

  1. Mealin sahip olduğu “daha önce bilinmeyen veya dikkatlerden kaçmış olan ilmî keşifler ve kamunun elde ettiği fikrî görüşler” gibi özellikler olumlu vasıflar olarak addedilmektedir. Her ne kadar tartışmalı bir konu olsa da “Kur’an’ın yeni ilmî keşiflerden söz etmesi”ne katılmamaktayız.
  2. Y. Ali’nin “ortaçağ Kur’an anlayışından başarıyla uzaklaşabilmesi” mealin sahip olduğu başka bir meziyeti olarak gösterilmektedir. Kanaatimizce bu olumlu bir vasıf değildir. Bize göre Kur’an’ı anlamadan asıl maksat “vahyin nüzul döneminde muhatabın anladığı manayı ortaya koymaktır”.
  3. Mealde sık sık Kutsal Kitap’a atıflar yapılmaktadır.
  4. Ayetler açıklanırken bağlam ve semantik verilere dayanıldığı bildirilmektedir.
  5. Mealin bazı yerlerinde baskı ve kelime hatası bulunmaktadır.[103]
  6. Kur’an’ın özelliklerinden bahsedilirken “الْكِتَابِ/el-kitâb” kelimesine yanlış anlamlar verilmektedir. Şöyle ki Kur’an’ın her şeyi kapsayıcı olduğunu söyleyerek En’am 6/38. ayette geçen “الْكِتَابِ/el-kitâb” kelimesine “Kur’an” anlamı verilmekte, ayrıca bu görüşü teyit etmek için “الْكِتَابِ/el-kitâb” kelimesinin geçtiği diğer ayetler verilmektedir.[104]

Sonuç

XVIII. ve XIX. yüzyıllarda Avrupa dillerinden (Fransızca, İngilizce) Rusçaya tercüme edilen meallerin bir ihtiyaç olarak ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Nitekim o dönemin ilim adamları bazı sebeplerden dolayı – ya Arapça bilmediklerinden veya o günün şartları öyle gerektirdiği için- yukarıda zikredilen dillerden Rus diline tercüme faaliyeti gerçekleştirmişlerdir. Tespit edebildiğimiz kadarıyla 1716-1864 yılları arasında toplam dört meal Rus diline kazandırılmıştır. Mütercimler, genel olarak, İslam ve Kur’an hakkında olumsuz düşünmekteydiler. Doğal olarak bu tutumları çalışmalarına yansımıştır.

  1. yüzyıldan günümüze kadar Kur’an’ın diğer dillerden (İngilizce, Arapça, Oğuzca, Urduca, Rusça, Türkçe, Azerice, Farsça) Rusçaya tercüme edilmesi/derlenmesi devam etmiştir. Fakat burada farklı bir sebebin yer aldığını düşünmekteyiz. En önemli sebeplerden birisi bazı mezhebi ve fikri propagandanın fikirlerini yaymaktır. Bu çalışmalar arasında istisna olarak da olsa herhangi bir ideoloji veya görüşü tanıtma amacı gütmeden hazırlanan çalışmalar da vardır. Mesela el-Afifi ve el-Mansi’nin hazırladıkları “el-Muntahab Svyaşennıy Koran” ile Kuliev’in tercüme ettiği “Tolkovaniye Svyaşennogo Korana” isimli çalışmaları zikredebiliriz. Nitekim görebildiğimiz kadarıyla bu iki çalışma herhangi bir ideolojiyi barındırmamaktadır veya sahip olduğu ideolojiye davet etmemektedir.

Kaynakça  

AKDEMİR, Salih (2015). Son Çağrı Kur’an, Ankara: Ankara Okulu Yayınları.

AMELİ, Seyyid Abbas Sadr (2008). Svet Svyaşennogo Korana Razyasneniya i Tolkovaniya, Sankt Petersburg: Peterburgskoe Vostokovedenie Yayınevi.

ATAEV, Teymur, Put Elmira Kulieva k Koranu i Oşuşeniye Sladosti Verı, http://www.islam.com.ua/islam-today/1138-musulymanskiy-mir/502-puty-elymira-kulieva-k-koranu-i-oschuschenie-sladosti-ver, (erişim tarihi: 03.01.2016).

ATAMOV, Mursal (2013). Rus Dilinde Yayınlanan Kuran’ı Kerim Çevirilerinin Çeviribilim Açısından İncelenmesi (Başarılı Bir Rusça Kur’an Çevirisinin Oluşturulmasına Katkı), Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi.

BELSEYZER, Madina, Koran, Posledniy Zavet, http://www.submission.net/ru/quran, (erişim tarihi: 03.09.2016).

BİNARK, İsmet ve EREN, Halit (1986). World Bibliography of Translations of the Meanings of the Holy Qur’an Printed Translations 1515-1980, İstanbul.

BUKHARAEV, Ravil Raisovich, Ahmad, Rana Khalid ve Khamatvaleev, Rustam (1987). Koran, Londra.

DERVEZE, Muhammed İzzet (2000). et-Tefsîru’l-Hadîs, Kahire: Daru’l-Garbi’l İslamî Yayınevi.

DUMAN, M. Zeki ve ALTUNDAĞ, Mustafa (1998). “Hurûf-i Mukattaa”, DİA, İstanbul, XVIII, 401.

EL-AFİFİ, Sümeyye Muhammed ve EL-MANSİ, Abdüsselam Mustafa (2002). el-Muntahab Svyaşennıy Koran, Bişkek: Kırgız Cumhuriyeti Müslümanların Haklarını Koruma Komitesi.

EL-AHFEŞ el-Evsat, Ebü’l-Hasen Saîd b. Mes‘ade (1990). Meâni’l-Kur’ân, (Thk. Hüdâ Mahmûd Karâa), Kahire: Mektebetü’l-Hancî Yayınevi.

EL-FERRÂ, Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Ziyâd (1983). Meâni’l-Kur’ân, Beyrut: Âlemül-Kütüb Yayınevi.

ES-SEMERKANDÎ, Ebü’l-Leys Nasr b. Muhammed b. Ahmed b. İbrâhîm (1993). Bahru’l-Ulûm,  Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye Yayınevi.

ETHEM, Mürsel (2016). “Rusça Kur’an Çevirilerinin Tanıtımı ve Çeviribilim Açısından İncelenmesi – II (Arapçadan Rusçaya Yapılan Kur’an Çevirileri)”, Uluslararası Avrasya Spor, Eğitim ve Toplum Kongresi, (13-16 Ekim), Antalya/Türkiye.

ETHEM, Mürsel (2016). “Rusça Kur’an Çevirilerinin Tanıtımı ve Çeviribilim Açısından İncelenmesi – I (Arapçadan Rusçaya Yapılan Kur’an Çevirileri)”, Akademik Bakış Dergisi, S. 57, Eylül – Ekim, ss. 264-279.

ET-TABERÎ, Ebû Cafer Muhammed ibn Cerîr (2003). Câmiu’l-Beyân an Te’vîli Âyi’l-Kur’ân, (Thk. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî), Kahire: Hicr Yayınevi.

EZ-ZEMAHŞERÎ, Ebü’l-Kâsım Mahmûd b. Ömer b. Muhammed (1998). el-Keşşâf an Hakâikı Ğavâmizi’t-Tenzîl ve Uyûni’l-Ekâvîl fî Vücûhi’t-Te’vîl, Riyad: Mektebetü’l-Ubeykân Yayınevi.

FIĞLALI, Ethem Ruhi (2001). “Kâdiyânîlik”, DİA, İstanbul, XXIV, 137-139.

GAVRİLOV, Yu. A. ve ŞEVÇENKO, A. G. (2012). “Koran v Rossii: Perevodı i Perevodçiki”, Vestnık İnstıtuta Sotzıologii Dergisi, S. 5, ss. 82-96.

GUSTERİN, Pavel, Petr Postnikov i Ego Perevod Korana, http://www.islam-info.ru/koran/page,2,1582-petr-postnikov-i-ego-perevod-korana.html, (erişim tarihi: 31.08.2016).

HACILI, Asif (2012). Rus Edebiyatında Kur’ân-ı Kerîm, (Haz: Arif Acaloğlu), İstanbul: Doğu Kütüphanesi Yayınları.

HAYRETTİN, Karaman, ÇAĞRICI, Mustafa, DÖNMEZ, İbrahim Kâfi ve GÜMÜŞ, Sadrettin (2014). Kur’an Yolu Meal ve Tefsir, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları.

HAYRETTİN, Karaman, ÇAĞRICI, Mustafa, DÖNMEZ, İbrahim Kâfi ve GÜMÜŞ, Sadrettin (2015). Kur’an Yolu Meali, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları.

HEYET (1894), “Veryovkin Mihail İvanoviç”, Brockhaus ve Efron Ansiklopedik Sözlüğü, Sankt Petersburg.

İBN ÂŞÛR, Muhammed et-Tâhir b. Muhammed (1984). Tefsîru’t-Tahrîr ve’t-Tenvîr, Tunus: Dârü’t-Tûnüsî Yayınevi.

İBN EBÛ HÂTİM, Abdurrahmân b. Muhammed b. İdrîs er-Râzî (1997). Tefsîru’l-Kur’ân’il-Azîm Müsneden an Rasulillâhi ve’s-Sahâbeti ve’t-Tâbiîn, Riyad: Mektebetü Nizâr Mustafa el-Bâz Yayınevi.

İMZASIZ (26.05.2008). Veryovkin Mihail İvanoviçhttp://www.az.lib.ru/w/werewkin_m_i/text_0010.shtml, (erişim tarihi: 01.09.2016).

İMZASIZ, (08.10.2008). Ç. Guseynov. Cizn i Tvorçestvo, http://www.koranika.ru/?p=1200, (erişim tarihi: 30. 08. 2016).

İMZASIZ, (26.03.2012) Sekta Ahmadiya, http://www.islam.uz/home/bidaa/174-aqida.html, (erişim tarihi: 01.09.2016).

İMZASIZ, Çıngız Gasanoğlı Guseynov, http://www.philol.msu.ru/~xxcentury/guseynov.html, (erişim tarihi: 01.09.2016).

İMZASIZ, Znaçenie i Smısl Korana, http://www.koran.islamnews.ru/meaning, (erişim tarihi: 01.09.2016).

İSRAFİLOVA, Faima (2013). “Rusya’da Kur’an Çalışmaları”, ERUIF Dergisi, C. 2, S. 17, ss. 37-57.

KHAMATVALEEV, Rustam, BUKHARAEV, Ravil ve AHMAD, Rana Khalid (2006). Svyashennıy Koran Arabskiy Tekst s Russkim Perevodom, Surrey: İslam İnternational Publications Ltd Yayınları.

KLİMOVİÇ, Lutsian,  Kniga o Korane, Yego Proishocdeniye i Mifologiya, http://www.gumer.info/bogoslov_Buks/Islam/Klim_Koran_02.php, (erişim tarihi: 01.09.2016).

KOLMAKOV, Aleksey Vasilyeviç (1792). Al-Koran Magomedov, Sankt Petersburg: Peteburgskoe Akademiya Nauk Yayınevi.

KRAÇKOVSKİY, İgnatiy Yulianoviç (2010). Koran, Rostov: Feniks Yayanevi.

KULİEV, Elmir (2009). Koran Perevod Smıslov, Yoşkar-Ola: Ummah Yayınevi.

KULİEV, Elmir (2012). Tolkovaniye Svyaşennogo Korana, Moskva: Ummah Yayınevi.

KULİEV, Elmir Rafaeloğlu (2003). Na Puti k Koranu, Bakü: Abilov, Zeynalov i Sinovya Yayınevi.

MERÂGÎ, Ahmet Mustafa (1946). Tefsiru’l-Merâgî, Kahire: Mektebetü ve Matbaatü Mustafa el-Bâbî el-Halebî Yayınevi.

Mukâtil b. Süleymân. (2002). et-Tefsîrü’l-Kebîr, Beyrut: Müessesetü’t-Târîhi’l-Arabî Yayınevi.

NİKOLAEV, Konstantin (1864). Koran Magomeda, Moskova.

NİKOLYUKİN, A.N. vd., Kto Est’ v Rossiyskom Literaturovedenii: Biobibliografiçeskiy Slovar’-Spravoçnik (2011). Moskova: Ran İnion Yayınevi.

OSMANOV, Magomed–Nuri Osmanoviç (2009). Koran, Moskova: Dilya Yayınevi.

ÖZTÜRK, Mustafa (2015). Kur’ân-ı Kerim Meali Anlam ve Yorum Merkezli Çeviri,  Ankara: Ankara Okulu Yayınları.

PAZARBAŞI, Erdoğan (2001). “Popular Commentarıes and Translatıons of the Quran in Azerbaijan”, EÜSBE Dergisi, S. 11, ss. 141-153.

POLATER, Kadir (2006). “Abdullah Yusuf Ali’ye Göre Kur’an’daki Zü’l-Karneyn Kıssası”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, C. 6, S. 2, ss. 95-121.

POSNİKOV, Pötr Vasilyeviç (1716). Al-Koran o Magomete, İli Zakon Turetskiy, Sankt Petersburg.

REZVAN, Efim Anatol’eviç (2001). Koran i Ego Mir, Sankt Petersburg: Peterburgskoe Vostokovedeniye Yayınları.

SADETSKİY, Aleksandr (1997). Svyashennıy Koran, ABD: Ahmediyye Encümen-i İşaat-ı İslam Lahor Yayanları.

SAYGANOVA, Sofiya (21.03.2008.). Ravil Bukharaev Zanovo Perevel Koran, http://www.e-vid.ru/index-m-192-p-63-article-22333-print-1.htm, (erişim tarihi: 24. 05. 2016).

SHOVKHALOV, İsmail (2006). Kur’ân-ı Kerîm’in Rusça Tercümeleri (Mana ve Doğruluk Bakımından Değerlendirilmesi), Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi.

SOLOVYOV, Sergey Mihayloviç (1989).  Çtenii i Rasskazı Po İstorii Rossii, Moskova: Pravda Yayınları.

ŞABUTSKİY, Sergey (20.08.2003). Perevodçik Proroka, http://www.ng.ru/style/2003-08-20/8_prorok.html, (erişim tarihi: 30.08.2016).

VERYOVKİN, Mihail İvanoviç (1790). Kniga al-Koran Aravlyanina Magometa, Sankt Petersburg.

YAKUBOVİÇ, Mikhail, Rubtsov, Viktor, Khusainova, Nailya ve Bikçentaev, Valeriy (2015). Svyashennıy Koran. Smıslovoy Perevod s Kommentariyami, Moskova: Medina Yayınevi.

YEMEL’YANOV, Ismail-Valeriy, Svyashchennyy Koran v Perevode, s Kommentariyami A.Yu. Ali…http://www.portal-credo.ru/site/?act=tv_reviews&id=242, (erişim tarihi: 03.09.2016).

YUSUF ALİ, Abdullah (2004). The Meaning of the Holy Qur’an, Maryland: Amana Yayınevi.




[1] Rusya’yı 7 Mayıs 1682’den ölümüne kadar yöneten Rus Çarı.

[2] Sergey Mihayloviç Solovyov (1989). Çtenii i Rasskazı Po İstorii Rossii, Moskova: Pravda Yayınları, s. 529.

[3] Konuyla alakalı geniş bilgi için bkz: Mursal Atamov (2013). Rus Dilinde Yayınlanan Kuran’ı Kerim Çevirilerinin Çeviribilim Açısından İncelenmesi (Başarılı Bir Rusça Kur’an Çevirisinin Oluşturulmasına Katkı), Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, ss. 15-18. Ayrıca bkz: Faima İsrafilova (2013). “Rusya’da Kur’an Çalışmaları”, ERUIF Dergisi, C. 2, S. 17, (ss. 37-57), ss. 38-54.

[4] Daha önceki iki çalışmamızda “Arapçadan Rusçaya Yapılan Kur’an Çevirileri”ni incelemiş bulunmaktayız: Mürsel Ethem (2016). “Rusça Kur’an Çevirilerinin Tanıtımı ve Çeviribilim Açısından İncelenmesi – I (Arapçadan Rusçaya Yapılan Kur’an Çevirileri)”, Akademik Bakış Dergisi, S. 57, Eylül – Ekim, (ss. 264-279), ss. 264-270; Mürsel Ethem (2016). “Rusça Kur’an Çevirilerinin Tanıtımı ve Çeviribilim Açısından İncelenmesi – II (Arapçadan Rusçaya Yapılan Kur’an Çevirileri)”, Uluslararası Avrasya Spor, Eğitim ve Toplum Kongresi, (13-16 Ekim), Antalya/Türkiye.

[5] Efim Anatol’eviç Rezvan (2001). Koran i Ego Mir, Sankt Petersburg: Peterburgskoe Vostokovedeniye Yayınları, ss. 389-395.

[6] Pötr Vasilyeviç Posnikov (1716). Al-Koran o Magomete, İli Zakon Turetskiy, Sankt Petersburg. Meal hakkında Rusça bilgiler şu şekilde geçmektedir: Пётр Васильевич Посников (1716). Алкоран о Магомете Или Закон Турецкий, Санкт-Петербург.

[7] Söz konusu mealin ilk baskısı 1647. yayımlanmıştır.

[8] Elmir Rafaeloğlu Kuliev (2003). Na Puti k Koranu, Bakü: Abilov, Zeynalov i Sinovya Yayınevi, s. 940. Ayrıca bkz: İsmet Binark ve Halit Eren (1986). World Bibliography of Translations of the Meanings of the Holy Qur’an Printed Translations 1515-1980, İstanbul, ss.391-392.

[9] Yu. A. Gavrilov ve A. G. Şevçenko (2012). “Koran v Rossii: Perevodı i Perevodçiki”, Vestnık İnstıtuta Sotzıologii Dergisi, S. 5, (ss. 82-96), s. 85. Ayrıca bkz: İsmail Shovkhalov (2006). Kur’ân-ı Kerîm’in Rusça Tercümeleri (Mana ve Doğruluk Bakımından Değerlendirilmesi), Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, ss. 23-25;

Pavel Gusterin, Petr Postnikov i Ego Perevod Korana, http://www.islam-info.ru/koran/page,2,1582-petr-postnikov-i-ego-perevod-korana.html, (Erişim Tarihi: 31.08.2016).

[10] Gavrilov ve Şevçenko, a.g.m., s. 85.

[11] Gavrilov ve Şevçenko, a.g.m., s. 86. Ayrıca bkz: Shovkhalov, Kur’ân-ı Kerîm’in Rusça Tercümeleri, ss. 24-25.

[12] Askimam.ru yazı kurulu (05.03.2016). Hronologiya Russkih Perevodov Korana, http://www.askimam.ru/article/svyashchennyy-Koran/khronologiya-russkikh-perevodov-korana/, (Erişim Tarihi: 17. 06. 2016).

[13] Gavrilov ve Şevçenko, a.g.m., s.86.

[14] Rezvan, a.g.e., s. 405. Ayrıca bkz: Gavrilov ve Şevçenko, a.g.m., ss.87-90; Heyet (1894), “Veryovkin Mihail İvanoviç”, Brockhaus ve Efron Ansiklopedik Sözlüğü, Sankt Petersburg, VI, 20; İmzasız (26.05.2008). Veryovkin Mihail İvanoviçhttp://www.az.lib.ru/w/werewkin_m_i/text_0010.shtml, (Erişim Tarihi: 01.09.2016).

[15] Mihail İvanoviç Veryovkin (1790). Kniga al-Koran Aravlyanina Magometa, Sankt Petersburg. Meal hakkında Rusça bilgiler şu şekilde geçmektedir: Михаил Иванович Веревкин (1790). Книга Аль-Коран Аравлянина Магомета, Санкт-Петербург.     

[16] Binark ve Eren, a.g.e., s.393. Ayrıca bkz: Askimam.ru yazı kurulu (05.03.2016). Hronologiya Russkih Perevodov Korana, http://www.askimam.ru/article/svyashchennyy-Koran/khronologiya-russkikh-perevodov-korana/, (Erişim Tarihi: 17. 06. 2016).

[17] Daha geniş bilgi için bkz.: Asif Hacılı (2012)., Rus Edebiyatında Kur’ân-ı Kerîm, (Haz: Arif Acaloğlu), İstanbul: Doğu Kütüphanesi Yayınları, s.43 ve devamı. Lutsian Klimoviç, Kniga o Korane, Yego Proishocdeniye i Mifologiya, http://www.gumer.info/bogoslov_Buks/Islam/Klim_Koran_02.php, (Erişim Tarihi: 01.09.2016).

[18] Askimam.ru yazı kurulu (05.03.2016). Hronologiya Russkih Perevodov Korana, http://www.askimam.ru/article/svyashchennyy-Koran/khronologiya-russkikh-perevodov-korana/, (Erişim Tarihi: 17. 06. 2016).

[19] Rezvan, a.g.e., s.405. ayrıca bkz: Gavrilov ve Şevçenko, a.g.m., ss.87-88.

[20] Bazı kaynaklarda bu eserin 1791 yılında basıldığı bilgisine yer verilmektedir, bkz: Rezvan, a.g.e., s.405.

[21] Aleksey Vasilyeviç Kolmakov (1792). Al-Koran Magomedov, Sankt Petersburg: Peteburgskoe Akademiya Nauk Yayınevi. Meal hakkında Rusça bilgiler şu şekilde geçmektedir: Алексей Васильевич Колмаков (1792). Ал Коран Магомедов, Санкт-Петербург: Издательство Петербургское Академия Наук.     

[22] Kolmakov, a.g.e., ss.7-26.

[23] Örnek olarak bkz: Yunus, 10/2, 16, 65, 68, 81, 96-97, 98, 105.

[24] Benzer örnek için bkz: Yunus, 10/52, 61.

[25] Konstantin Nikolaev (1864). Koran Magomeda, Moskova. Meal hakkında Rusça bilgiler şu şekilde geçmektedir: Константин Николаев (1864). Коран Магомеда, Москва.

[26] Rezvan, a.g.e., s.406; Kuliev, Na Puti k Koranu, s.941; Erdoğan Pazarbaşı (2001). “Popular Commentarıes and Translatıons of the Quran in Azerbaijan”, EÜSBE Dergisi, S. 11, (ss. 141-153), s.144.

[27] Shovkhalov, a.g.t., ss.27-28.

[28] Askimam.ru yazı kurulu (05.03.2016). Hronologiya Russkih Perevodov Korana, http://www.askimam.ru/article/svyashchennyy-Koran/khronologiya-russkikh-perevodov-korana/, (Erişim Tarihi: 17. 06. 2016).

[29] Arapça metinde “Tâ Sîn” harfleri geçmektedir.

[30] Mirza Gulam Ahmed Kadiyani tarafından kurulan dinî harekettir. Mirza Gulam Ahmed’in adına izafetle Mirzâiyye, ortaya çıktığı yere nispetle Kadiyaniyye adıyla anılır. Gulam Ahmed’in 1900 tarihinde yayımladığı bildiriyle Hz. Peygamber’in ismine işaret etmek üzere Ahmediyye olarak ilan edilmiş, bu tarihten itibaren gerek kendileri gerekse Batılılar bu adı kullanmışlardır. Geniş bilgi için bkz: Ethem Ruhi Fığlalı (2001). “Kâdiyânîlik”, DİA, İstanbul, XXIV, 137-139.

[31] Ravil Raisovich Bukharaev, Rana Khalid Ahmad ve Rustam Khamatvaleev (1987). Koran, Londra. Meal hakkında Rusça bilgiler şu şekilde geçmektedir: Равиль Раисович Бухараев, Рана Халид Ахмад и Рустам Хаматвалеев (1987). Коран, Лондон.

[32] Askimam.ru yazı kurulu (05.03.2016). Hronologiya Russkih Perevodov Korana, http://www.askimam.ru/article/svyashchennyy-Koran/khronologiya-russkikh-perevodov-korana/, (Erişim Tarihi: 17. 06. 2016).

[33] Sofiya Sayganova (21.03.2008.). Ravil Bukharaev Zanovo Perevel Koran, http://www.e-vid.ru/index-m-192-p-63-article-22333-print-1.htm, (Erişim Tarihi: 24. 05. 2016).

[34] Meali incelemek için bkz: Aleksandr Sadetskiy (1997). Svyashennıy Koran, ABD: Ahmediyye Encümen-i İşaat-ı İslam Lahor Yayanları. Meal hakkında Rusça bilgiler şu şekilde geçmektedir: Александр Садецкий (1997). Священный Коран, США: Ахмадийа Анжуман Ишаат Ислам Лахор Инк,.    

[35] Sadetskiy, a.g.e., s.VII. Ayrıca bkz: İmzasız, (26.03.2012) Sekta Ahmadiya, http://www.islam.uz/home/bidaa/174-aqida.html, (Erişim Tarihi: 01.09.2016).

[36] Özetle şu konular değerlendirilmiştir: Kur’an kelimesinin kelime anlamı; Kur’an’ın nüzul şekli; vahyin Mekkî ve Medenî olmak üzere iki kısma ayrılışı; surelerin sıralanışı hakkında genel bilgi; Kur’an’ın dili hakkında genel bilgi; Kur’an’ın önceki vahiylere karşı olan tutumu vb…

[37] Atamov, a.g.t., s. 106 vd.

[38] Meali incelemek için bkz: Rustam Khamatvaleev, Ravil Bukharaev ve Rana Khalid Ahmad (2006). Svyashennıy Koran Arabskiy Tekst s Russkim Perevodom, Surrey: İslam İnternational Publications Ltd Yayınları. Meal hakkında Rusça bilgiler şu şekilde geçmektedir: Рустам Хаматвалеев, Равиль Бухараев и Рана Халид Ахмад (2006). Священный Коран Арабский Текст с Русским Переводом, Surrey: Издательство İslam İnternational Publications Ltd.

[39] Mirza Tâhir Ahmed (1982-2003) Kâdiyân grubu Mesih’in dördüncü halifesi unvanıyla Mirza Tâhir Ahmed’in yönetiminde (2001-2003) faaliyetlerini sürdürmüştür. Mirza Tâhir Ahmed’in meali 2000 yılında yayımlanmıştır, bkz: Rustam Khamatvaleev, Ravil Bukharaev ve Rana Khalid Ahmad, a.g.e., s. f.

[40] Rustam Khamatvaleev, Ravil Bukharaev ve Rana Khalid Ahmad, a.g.e., s. e.

[41] Rustam Khamatvaleev, Ravil Bukharaev ve Rana Khalid Ahmad, a.g.e., s. f-g.

[42] Maide, 5/48.

[43] Rustam Khamatvaleev, Ravil Bukharaev ve Rana Khalid Ahmad, a.g.e., s. j-k.

[44] Rustam Khamatvaleev, Ravil Bukharaev ve Rana Khalid Ahmad, a.g.e., s. k.

[45] Kur’an’ın bazı ayetleri arasında ihtilâf ve tezat gibi görünen hususlar.

[46] Rustam Khamatvaleev, Ravil Bukharaev ve Rana Khalid Ahmad, a.g.e., Bakara, 2/106; Nahl, 16/101.

[47] Harf kelimesinin çoğulu olan hurûf ile “kesilmiş, ayrılmış” anlamındaki mukattaa kelimesinden meydana gelen bir tamlamadır. Mukattaa, “kesmek, bir şeyi bütününden ayırmak” manasına gelen kat‘ kökünden türemiş bir sıfat olup söz konusu harfler kelimeyi oluştururken okundukları gibi değil kendi isimleriyle telaffuz edildiklerinden “bağımsız ve ayrı harfler” anlamında “hurûf-ı mukattaa” diye anılmıştır. Bkz: M. Zeki Duman ve Mustafa Altundağ (1998). “Hurûf-i Mukattaa”, DİA, İstanbul, XVIII, 401.

[48] Örnek için bkz: Nisa, 4/120; Adiyat, 100/10.

[49] Rustam Khamatvaleev, Ravil Bukharaev ve Rana Khalid Ahmad, a.g.e., s. 109.

[50] Örnek için bkz: Bakara, 2/55, 64, 66, 74.

[51] Örnek için bkz: Bakara, 2/27; Duhan, 44/1-10.

[52] Diğer örnekler için bkz: Bakara, 2/36; Nisa, 4/86.

[53] Hayrettin Karaman, Mustafa Çağrıcı, İbrahim Kâfi Dönmez ve Sadrettin Gümüş (2014). Kur’an Yolu Meal ve Tefsir, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, I, 92-93.

[54] Örnek için bkz: Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ (1983). Meâni’l-Kur’ân, Beyrut: Âlemül-Kütüb Yayınevi, I, 20-21. Ayrıca bkz: Ebü’l-Hasen Saîd b. Mes‘ade el-Ahfeş el-Evsat (1990). Meâni’l-Kur’ân, (Thk. Hüdâ Mahmûd Karâa), Kahire: Mektebetü’l-Hancî Yayınevi, I, 58-59; Ebû Cafer Muhammed ibn Cerîr et-Taberî (2003). Câmiu’l-Beyân an Te’vîli Âyi’l-Kur’ân, (Thk. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî), Kahire: Hicr Yayınevi, I, 423-430; Abdurrahmân b. Muhammed b. İdrîs er-Râzî İbn Ebû Hâtim (1997). Tefsîru’l-Kur’ân’il-Azîm Müsneden an Rasulillâhi ve’s-Sahâbeti ve’t-Tâbiîn, Riyad: Mektebetü Nizâr Mustafa el-Bâz Yayınevi, I, 68-71; Ebü’l-Leys Nasr b. Muhammed b. Ahmed b. İbrâhîm es-Semerkandî (1993). Bahru’l-Ulûm,  Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye Yayınevi, I, 104-105; Ebü’l-Kâsım Mahmûd b. Ömer b. Muhammed ez-Zemahşerî (1998). el-Keşşâf an Hakâikı Ğavâmizi’t-Tenzîl ve Uyûni’l-Ekâvîl fî Vücûhi’t-Te’vîl, Riyad: Mektebetü’l-Ubeykân Yayınevi, I, 241.

[55] Moskova Devlet Üniversitesi.

[56] İmzasız, Znaçenie i Smısl Korana, http://www.koran.islamnews.ru/meaning, (Erişim Tarihi: 01.09.2016).

[57] Söz konusu eser Kur’an metninin olmayıp Arapça tefsirin Rusçaya tercümesi olduğu için bu makalemizde değerlendirilmesini uygun gördük.

[58] Sümeyye Muhammed el-Afifi ve Abdüsselam Mustafa el-Mansi (2002). el-Muntahab Svyaşennıy Koran, Bişkek: Kırgız Cumhuriyeti Müslümanların Haklarını Koruma Komitesi. Meal hakkında Rusça bilgiler şu şekilde geçmektedir: Сумайя Мухаммад Афифи и Абдель Салям аль-Манси (2002). Аль-Мунтахаб Священный Коран, Бишкек: Комитет по Защите Прав Мусульман в Кыргызской Республики.

[59] Kuliev, Na Puti k Koranu, s.344. Ayrıca bkz: Shovkhalov, a.g.t., ss. 96-97.

[60] A.N. Nikolyukin vd., Kto Est’ v Rossiyskom Literaturovedenii: Biobibliografiçeskiy Slovar’-Spravoçnik (2011). Moskova: Ran İnion Yayınevi, s. 97. Ayrıca bkz: İmzasız, Çıngız Gasanoğlı Guseynov, http://www.philol.msu.ru/~xxcentury/guseynov.html, (Erişim Tarihi: 01.09.2016).

[61] Sergey Şabutskiy (20.08.2003). Perevodçik Proroka, http://www.ng.ru/style/2003-08-20/8_prorok.html, (Erişim Tarihi: 30.08.2016).

[62] Sergey Şabutskiy (20.08.2003). Perevodçik Proroka, http://www.ng.ru/style/2003-08-20/8_prorok.html, (Erişim Tarihi: 30. 08. 2016).

[63] Sergey Şabutskiy (20.08.2003). Perevodçik Proroka, http://www.ng.ru/style/2003-08-20/8_prorok.html, (Erişim Tarihi: 30. 08. 2016). Ayrıca bkz: İmzasız, (08.10.2008). Ç. Guseynov. Cizn i Tvorçestvo, http://www.koranika.ru/?p=1200, (Erişim Tarihi: 30. 08. 2016).

[64] Seyyid Abbas Sadr Ameli (2008). Svet Svyaşennogo Korana Razyasneniya i Tolkovaniya, Sankt Petersburg: Peterburgskoe Vostokovedenie Yayınevi. Meal hakkında Rusça bilgiler şu şekilde geçmektedir: Сейед Аббас Садр Амели (2008). Свет Cвященного Корана: Разъяснения и  Толкования, Санкт-Петербург: Издательство Петербургское Востоковедение.

[65] Rus diline hâkim olanlar için Rusça metni buraya yerleştirmeyi uygun gördük: Кроме того, русские переводы аятов, расположенные рядом с арабским текстом в  данной  книге,  выбраны  из  различных  вариантов  русских  переводов  Священного Корана. При этом мы отбирали такие варианты, которые отличались от остальных наилучшим стилем и наиболее точной передачей смысла. Переводчик и редактор приложили все усилия, чтобы не допустить искажения послания Господа при передаче смысла постулатов Корана на русском языке.

[66] Ameli, a.g.e., I, 6.

[67] Ameli, a.g.e., I, 14.

[68] Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir. Bkz: Hayrettin Karaman, Mustafa Çağrıcı, İbrahim Kâfi Dönmez ve Sadrettin Gümüş (2015). Kur’an Yolu Meali, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları.

[69] Ameli, a.g.e., II, 316-317.

[70] Mukâtil b. Süleymân. (2002). et-Tefsîrü’l-Kebîr, Beyrut: Müessesetü’t-Târîhi’l-Arabî Yayınevi, I, 382. Ayrıca bkz: et-Taberî, a.g.e., VII, 176-184; ez-Zemahşerî, a.g.e., II, 95.

[71] Diğer örnekler için bkz: Maide, 5/55-56.

[72] Ameli, a.g.e., II, 41.

[73] Bu eserin ilk baskısına ulaşamadık ve araştırmamız neticesinde ilk baskının ne zaman gerçekleştiğini tespit edemedik.

[74] Elmir Kuliev (2012). Tolkovaniye Svyaşennogo Korana, Moskva: Ummah Yayınevi. Söz konusu çalışmanın hakkındaki Rusça bilgiler şu şekilde geçmektedir: Эльмир Кулиев (2012). Толкование Священного Корана, Москва: Издательство Умма.

[75] Teymur Ataev, Put Elmira Kulieva k Koranu i Oşuşeniye Sladosti Verı, http://www.islam.com.ua/islam-today/1138-musulymanskiy-mir/502-puty-elymira-kulieva-k-koranu-i-oschuschenie-sladosti-ver, (Erişim Tarihi: 03.01.2016).

[76] Meşhur hocalarından bazıları şunlardır: Şeyh İbrahim b. Hâsir, Şeyh Muhammed b. Abdilkerim eş-Şibl, Uneyze kadısı Şeyh Salih b. Osman, Hicazın misafiri Muhammed eş-Şinkitî ve diğerleri.

[77] Kuliev, Tolkovaniye Svyaşennogo Korana, I, 5-10.

[78] Kuliev, Tolkovaniye Svyaşennogo Korana, I, 10-12.

[79] Kuliev, Tolkovaniye Svyaşennogo Korana, I, 13-14.

[80] Kuliev, Tolkovaniye Svyaşennogo Korana, I, 5-10.

[81] Kuliev, Tolkovaniye Svyaşennogo Korana, I, 10-15.

[82] Kuliev, Tolkovaniye Svyaşennogo Korana, I, 15-24.

[83] Kuliev, Tolkovaniye Svyaşennogo Korana, I, 24-33.

[84] Örnek için bkz: Kuliev, Tolkovaniye Svyaşennogo Korana, II, 548, 1084-1085; III, 951-952, 977, 1007.

[85] Karşılaştırdığımız bütün yerler nokta ve virgülüne kadar aynıdır. Fakat tefsirde ayetlere verilen mana ile mealde verilen manaların hepsini baştan sonuna kadar karşılaşmadığımız için bütün ihtimalleri dikkate alarak “neredeyse aynıdır”  ifadesi kullanmayı uygun gördük. Karşılaştırmak için bkz: Elmir Kuliev (2009). Koran Perevod Smıslov, Yoşkar-Ola: Ummah Yayınevi.

[86] Kuliev’in meali hakkındaki incelemeler için bkz: Atamov, a.g.t., ss. 56-57, 102-104.

[87] Ayetin yorumu için bkz: Hayrettin Karaman vd., Kur’an Yolu Meal ve Tefsir, IV, 524-525.

[88] Kuliev, Tolkovaniye Svyaşennogo Korana, III, 199-200.

[89] İgnatiy Yulianoviç Kraçkovskiy (2010). Koran, Rostov: Feniks Yayanevi, s. 379.

[90] Magomed–Nuri Osmanoviç Osmanov (2009). Koran, Moskova: Dilya Yayınevi, s. 399.

[91] Askimam.ru yazı kurulu (05.03.2016). Hronologiya Russkih Perevodov Korana, http://www.askimam.ru/article/svyashchennyy-Koran/khronologiya-russkikh-perevodov-korana/, (Erişim Tarihi: 17. 06. 2016).

[92] “Koran, Posledniy Zavet” isimli mealine ideoloji sahiplerin “http://www.submission.net” resmi web sitesinden ulaştık. Bu sitede Reşad Halife’nin İngilizce mealinin yanında Rusça ve Farsça mealleri de yer almaktadır. Ayrıntılı bilgi için bkz: Madina Belseyzer, Koran, Posledniy Zavet, http://www.submission.net/ru/quran, (Erişim Tarihi: 03.09.2016).

[93] Belseyzer, Lokman Suresi, http://www.submission.net/ru/quran/sura31, (Erişim Tarihi: 03.09.2016).

[94] Belseyzer, Tevbe Suresi, http://www.submission.net/ru/quran/sura9, (Erişim Tarihi: 03.09.2016).

[95] Örnek ayetler için bkz: Ali İmran, 3/81;  Ahzab, 33/7, Cin, 72/26-27.

[96] Belseyzer, Lukman, http://www.submission.net/ru/quran/sura31, (Erişim Tarihi: 03.09.2016).

[97] Örnek olarak ayetle alakalı açıklamalar için bkz: Mukâtil b. Süleymân, a.g.e., III, 432. Ayrıca bkz: Muhammed İzzet Derveze (2000). et-Tefsîru’l-Hadîs, Kahire: Daru’l-Garbi’l İslamî Yayınevi, IV, 241-243; Muhammed et-Tâhir b. Muhammed ibn Âşûr (1984). Tefsîru’t-Tahrîr ve’t-Tenvîr, Tunus: Dârü’t-Tûnüsî Yayınevi, XXI, 141-143; Ahmet Mustafa Merâgî (1946). Tefsiru’l-Merâgî, Kahire: Mektebetü ve Matbaatü Mustafa el-Bâbî el-Halebî Yayınevi, XXI, 73-74; Salih Akdemir (2015). Son Çağrı Kur’an, Ankara: Ankara Okulu Yayınları, Lokman, 31/6; Mustafa Öztürk (2015). Kur’ân-ı Kerim Meali Anlam ve Yorum Merkezli Çeviri,  Ankara: Ankara Okulu Yayınları, Lokman, 31/6; Hayrettin Karaman vd., Kur’an Yolu Meali, Lokman, 31/6.

[98] Ayrıntılı bilgi için bkz: Abdullah Yusuf Ali (2004). The Meaning of the Holy Qur’an, Maryland: Amana Yayınevi, s. VIII. Ayrıca bkz: Kadir Polater (2006). “Abdullah Yusuf Ali’ye Göre Kur’an’daki Zü’l-Karneyn Kıssası”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, C. 6, S. 2, (ss. 95-121), ss. 96-99.

[99] Yazarlar hakkında genel bilgi için bkz: Ismail-Valeriy Yemel’yanov, Svyashchennyy Koran v Perevode, s Kommentariyami A.Yu. Ali…http://www.portal-credo.ru/site/?act=tv_reviews&id=242, (Erişim Tarihi: 03.09.2016).

[100]

Mikhail Yakuboviç, Viktor Rubtsov, Nailya Khusainova ve Valeriy Bikçentaev (2015). Svyashennıy Koran. Smıslovoy Perevod s Kommentariyami, Moskova: Medina Yayınevi. Meal hakkında Rusça bilgiler şu şekilde geçmektedir: Михаил Якубович, Виктор Рубцов, Найля Хусаинова, Валерий Бикчентаев (2015). Священный Коран. Смысловой Перевод с Комментариями, Москва: Издательство Медина. 

[101] Mikhail Yakuboviç vd., a.g.e., ss. 9-10.

[102] Mikhail Yakuboviç vd., a.g.e., s. 7.

[103] Örnek için bkz: Mikhail Yakuboviç vd., a.g.e., s. 5.

[104] Mikhail Yakuboviç vd., a.g.e., s. 12, 341, 677.  Bağlamın dışında kullanılan diğer örnek ayet için bkz: Nahl, 16/89; Haşr, 59/7.

“Ra” ve “Lâ”Harfi Hakkında




 

 

EKLER:

whatsapp-image-2016-12-13-at-12-45-54

whatsapp-image-2016-12-13-at-12-45-55

whatsapp-image-2016-12-13-at-12-45-56

whatsapp-image-2016-12-13-at-12-45-51

whatsapp-image-2016-12-13-at-12-45-52

whatsapp-image-2016-12-13-at-12-45-53

bahira saibe vasile ham

Değerli kardeşimiz,

Maide Suresi, Ayet 103:
“Allah, ne “bahîre”yi, ne “sâibe”yi, ne “vesile”yi ve ne de “hâm”ı meşru kılmıştır. Fakat küfredenler, Allah’a yalan iftira etmektedirler. Onların çoğunun akılları ermez.”

Ayetin Açıklaması:

Allah, ne bahîre ve sâibe, ne vasîle, ne hâm, hiçbirini meşrû kılmamıştır. Allah’ın şeriatınde bunların aslı yoktur. Cehalet devri halkı, bir dişi deve beş kere doğurur ve beşincisi erkek olursa kulağını yararlar ve salıverirlerdi. Artık onu ne sağarlar, ne binerler, ne kullanırlardı ki “bahîre” budur.

İkinci olarak: Bir adam, başına bir dert geldiği ve mesela hasta olduğu zaman, “İyileşirsem devem sâibe olsun” diye adar ve bahire gibi salıverir, ondan faydalanmayı haram ederdi.

Üçüncü olarak: Koyun dişi doğurursa kendilerinin, erkek doğurursa ilâhlarının olurdu. Eğer ikisini birden doğurursa, “kardeşine ulaştı” derler. Bu dişiden dolayı erkeğini de kurban etmezlerdi ki, vasile de budur.

Dördüncü olarak: Bir erkek devenin dölünden on batın doğarsa, onun sırtını haram sayarlar ve hiçbir sudan ve otlaktan menetmezler, “onun sırtı yasaklandı” derlerdi ki “hâmî”, “hâm” da budur.

Bunlar Hakk’ın meşrû kıldığı şey değil, ve fakat kâfir olanlar Allah’a karşı din, şeriat adına böyle yalan uydurur, iftira ederler.

Tefsirciler demişlerdir ki: Amr b. Lûhayyi’l-Huzaî Mekke’ye hükümdar olmuştu. İsmail dinini ilk önce değiştiren de bu idi. Putlar yaptırmış ve diktirmiş, bahire, sâibe, vasîle, hâm âdetlerini koymuştur.

Bunun hakkında Peygamberimiz (sav): “Ben onu ateşte gördüm, cehennem ehlini ‘bağırsak kokusu’ ile incitiyordu.” buyurmuştur ki “aksâb” bağırsaklar demektir.

İşte kâfirlerin ileri gelen seçkinleri, reisleri böyle yalan ve batıl şeyler uydurarak halkı sapıtırlar ve peygamberleri de kendileri gibi hesap ederek Allah’a iftira ederler. Ve bu kâfirlerin çoğunun, özellikle cahil halkının akılları da ermez, onlara uyar giderler. (bk. Elmalılı Tefsiri)

(sorularlaislamiyet.com)

Bir Müslüman Tarafından Yapılan İlk İbranice Kur’an Çevirisi

Bir Müslüman Tarafından Yapılan İlk İbranice Kur’an Çevirisi:
Ṣubḥī Alī el-Adevī, ha- Ḳur’ān be-Laşon Aḫer.
Ḥayfa: Merkez Beyyināt, 2015. 527 s. Yasin Meral

okumak için tıklayın