ÜÇ mü DÖRT mü?

eba5378e-ca1d-46d8-b34d-60906c21c0c3.jpg

Besmelenin Oluşumu

İbn Mes’ud’dan aktarılan rivayet şu şekildedir:

ذكروا عن عبد الله بن مسعود قال : كنا نكتب باسمك اللهم [ زماناً ]  ، فلما نزلت : { قُلِ ادْعُوا اللهَ أَوِ ادْعُوا الرَّحْمَنَ } [ الإِسراء : 110 ] كتبنا : { بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ } فلما نزلت : { إِنَّهُ مِن سُلَيْمَانَ وَإِنَّهُ بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ } [ سورة النمل : 30 ] كتبنا { بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ }

(Hüvvari, Fatiha 1.ayetin tefsiri)

 

Minnet Eylemem

Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi Farisi bilmem, dile minnet eylemem
Sırat-i müstakim üzre gözetirim rahimi
İblisin talim ettiği yola minnet eylemem

Bir acaip derde düştüm herkes gider karına
Bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rizkimi veren huda dir kula minnet eylemem

Oy nesimi, can nesimi ol gani mihman iken
Yarın şefaatlarım ahmed-i muhtar iken
Cümlenin rızkını veren ol gani settar iken
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem

100 dolar (22 Aralık 1862)

Confederate_100_Dollars.jpg

  • Amerikan İç Savaşı sırasında, Amerika Konfedere Devletleri tarafından çıkarılan 22 Aralık 1862 tarihli 100 dolarlık banknot.Ağustos 1862 – Ocak 1863 aralığında, 670.000’den fazla banknot tedavüle çıkarılmıştır.
  • Banknotun orta bölümünde pamuk çapalayan köleler, solda Birleşik Devletler’in 7. Başkan Yardımcısı John C. Calhoun, sağda ise ABD’nin kişileştirilmiş sembolü olan Columbia yer alır.

Sami Dillerinin Birkaç Ortak Noktaları

 

Sami Dillerinin birkaç ortak noktalarını sunmak istiyoruz:

  1. Sesbilim Bakımından Sami Dilleri

Bazı araştırmacılar, Sami Dillerinin Prototipinde 29 harf bulunduğu konusunda görüş birliğine varmışlardır. Yine bazılarına göre klasik Arapça’da 29 harf vardı. Fakat günümüzde Arapça’daki harf sayısının 28 olduğunu biliyoruz. Söz konusu 29. harfın “س – sin” ile “ش – şin” harfleri arasında olan bir harf olduğu fakat pratikte her hangi bir işe yaramadığını biliyoruz. Bu kısa bilgiden sonra Sami Dillerindeki harfleri tablo şeklinde vermek istiyoruz:

 

Proto-Semitik Akkadça Arapça İbranice Aramice-

Süryanice

ا ا א ܐ
ب b ب ב ܒ
ت t ت ת ܬ
ث ث
ج g ج ג ܓ
ح h ح ח ܚ
خ خ
د d د ד ܕ
ذ ذ
ر r ر ר ܪ
ز z ز ז ܙ
س s س ס ܣ
Ś
ش š ش שׁ ܫ
ص ş ص צ ܨ
ض ض
ط ţ ط ט ܛ
ظ ظ
ع ع ע ܥ
غ h, ’ غ
ف p ف פ ܦ
ق q ق ק ܩ
ك k ك כ ܟ
ل l ل ל ܠ
م m م מ ܡ
ن n ن נ ܢ
ه h ه ה ܗ

 

Hemen belirtmek gerekir ki Arapça hariç diğer Sami Dillerde harf kaybı olmuştur. Sonuç itibarıyla Akkadça’da 7, İbranice’de ve Aramice’de ise 6 harfin mevcut olmadığını görüyoruz.  Akdemir’in de dediği gibi harf dönüşümleri öğrenildiğinde Sami Dilleri kolaylıkla öğrenilebilir. Şimdi kısaca harf dönüşümünden bahsedelim:

Arapça’daki “ ث – peltek s ” harfi genelde “š” ya da “t” harfine dönüşmüştür. Arapça’daki “ثور ” sözcüğü Akkadça’da “šûru”, İbranice’de “שור –šôr” Aramice’de ise “ ܬܘܪܐ-tavrâ “ olarak karşılamaktadırlar. Arapça’da, “ص – sad” , “ض – dad” ve “ظ  – za” harfleri ile ayrı ayrı yazılan sözcükleri Akkadça’da ve İbranice’de, tek bir “צ  – tsadi” harfiyle karşılanmaktadır. Örneğin, Arapça’daki gölge anlamına gelen “ظل ” sözcüğü Akkadça’da “şillu”, İbranice’de ise “צל-tsel” şeklinde yazılmaktadır. Arapça’daki “ارض” sözcüğü, Akkadça’da “’erşetu”, İbranice’de ise “ארץ – erets” olarak ifade edilmektedir. Yine Arabça’da “صا د ق” olarak ifade edilen söz İbranice’de “צודק – tsôdeq” olarak ifade edilmektedir. Aramice, Arapça’daki “ض – dad” harfini “ܥ – ‘ ” harfi ile karşılamaktadır. Örneğin, Arapça’daki “ارض” sözcüğünü “ܐܪܥܐ – arâ” şeklinde ifade etmektedir. “ظ – za” harfini ise “ܛ – tet” harfi ile ifade etmektedir. Arapça’da “bakmak, korumak “ anlamına gelen “نظر” fiili Aramice’de “ܢܛܪ-nţâr” şeklinde ifade edilmektedir.[1]

 

  1. Fiil Kalıpları Bakımından Sami Dilleri

 

Sami Dillerini zengin kılan yönlerden birisi de fiil kökünü herhangi bir kalıba uygulayıp kelimeler çoğaltılabilmektir. Arapça’da her ne kadar bütün kalıplar çok kullanılmasa da toplam fiil kalıplarının sayısı 15 tanedir.

 

فعل  – fe‘ale فعل –fa’‘ale فاعل –fâ‘ale
افعل- ef’‘ale تفعل – tefa’‘ale تفاعل –tefâ‘ale
انفعل – infa‘ale افتعل –ifta‘ale افعل – if‘alle
استفعل  – istef‘ale افعا ل  – if’‘âlle افعوعل  –if‘avâle
افعول – if‘avvele افعنلل  – if‘anlele افعنلى – if‘anlâ

 

            Akkadçada bu sayı 11’e kadar düşmektedir. Bunlardan yedi kalıbını aşağıda vermek istiyoruz:

  1. Asıl kök: qbr
  2. İkinci kök harfinin tekrarlanması: qubbur/uqabbar /uqabbir
  3. Köke š ön takısının eklenmesi: šuqbur/ ušaqbar/ušaqbir
  4. Köke n ön takısının eklenmesi: naqbur/iqabbar/iqabbir
  5. Kökün içine t takısının eklenmesi: qitbur/iqtabbar/iqtabar
  6. Kökün ikinci harfinin t takısı ile tekrarlanması: uqtabbar/uqtabbir
  7. Köke št takısının eklenmesi: šutaqbur/uštaqbar /uštaqbir

Yukarıda zikrettiğimiz yedi kalıp en çok kullanılan kalıplardandır. Bunlardan başka, fiilin köküne tn, štn, ntn, takıları koymak suretiyle dört kalıp daha elde edilmektedir ve böylece on bir kalıba ulaşılmış olmaktadır.[2]

Şimdi ise İbranice ve Aramice fiil kalıplarını gösterelim:

Arabça  

Ketebe

كتبَ

 

Kettebe

كتب

 

Ektebe

اكتب

 

İnketebe

انكتب

İbranice Kâtav

כתב

Yazdı

Kîttev

כיתב

Yazdırdı

Hiktîv

הכתיב

Yazdırdı

Nikhtav

נכתב

Yazıldı

 

Hitkattev

התכתב

Yazıştı

Aramice  

Ktav

ܟܬܒ

Yazdı

 

Kattev

ܟܬܒ

Yazdırdı

 

Akhtev

ܐܟܬܒ

Yazdırdı

   

Etktev

ܐܬܟܬܒ

Yazıldı

 

Etkattav

ܐܬܟܬܒ

Yazdırıldı

 

Ettaktav

ܐܬܬܟܬܒ

Yazdırıldı

 

Yukarıdaki şema hakkında bazı bilgiler vermek istiyoruz. Dikkat edilecek olursa, özellikle üç fiil kalıbı hemen bütün dillerde varlığını korumaktadır. Yalnız İbranice, if’âl kalıbının başındaki “ا” harfini “ه” harfine dönüştürmüştür. Aynı duruma bugün bile bazı Arap lehçelerinde de tanık oluyoruz. Burada “hitpaeel” kalıbı ile ilgili açıklamada bulunmak da yararlı olacaktır. İbranice, bu kalıp ile hem müşareket hem de dönüşüm anlamlarını karşılamaktadır. Örneğin, התראה/hitrââ fiili, birbirini görmek ya da görünmek anlamlarına gelmektedir. Bu kalıp, kök anlamının, işi yapan kişinin üzerinde gerçekleşmesine de delalet eder. Başka bir örnek ise “yok olmak”, “helak olmak” anlamına gelen אבד/âvad kökü התאבד/hitâbbed kalıbında “intihar etmek”, yani kendini yok etmek anlamına gelmektedir.

Aramice’de öncelikle, İbranice’deki nif’âl kalıbının olmadığını hemen belirtelim. Aramice, öncelikle ilk üç kalıbı esas kabul eder; “et” takısı ile başlayan diğer üç kalıp ise sırası ile diğer üç kalıbın mechul/edilgen kalıplarıdır. İbranice’de ve Aramice’de fiil kalıplarının Arapça’ya nispetle azalmış olmasının nedeni, diğer kalıplara günlük hayatta sık sık gereksinme duyulmaması ve her fiil kökünün, genel olarak, her kalıpta kullanılmamasıdır. Arapça’yı çok iyi bilenlerin bile on beş fiil kalıbını ezbere söyleyebilmeleri oldukça güçtür. Sonuçta kolaylık kuralının, bu konuda da hükmünü icra ettiğini söyleyebiliriz.[3]

Akdemir, kendi çalışmalarında Sami Dillerini inceleyerek önemli neticelere varmaktadır. Bu görüşlerinden birisi de aşağıdaki yaklaşımıdır:

“Sami dilleri içinde Proto-Semitik’i en iyi bir biçimde yansıtan Arapça’dır; bu noktada Akkadça’dan bile eski sayılabilir.

  1. Arapça dışındaki Sami dilleri, kolaylık ilkesi gereği, Arap diline nazaran her bakımdan kolaylaşmış olan dillerdir. Bu durum, morfoloji, sentaks ve sözcük hazinesi bakımından da geçerlidir.
  2. Arapça dışındaki Sami dillerde, harflerle ilgili olarak meydana gelmiş olan değişim kuralları öğrenilecek olursa, Sami dillerdeki hemen bütün sözcüklerin Arapça’da var olduğu kolaylıkla görülür.
  3. Sami dillerin en önemli özelliği genelde üç harften oluşan köklerden oluşmasıdır. Kökler aynı zamanda anlamları da içerirler. Bu bakımdan kök anlamlarının doğru olarak belirlenmesi çok hayatî bir önem arz eder. İşte bu bağlamda Karşılaştırmalı Sami dilleri araştırmaları, özellikle Arapça’da kaybolmuş olan kök anlamlarının belirlenmesinde çok önemli katkılar sağlayabilir. Her ne kadar Arapça, Sami dilleri içinde Proto-Semik’e en yakın dil olsa da Arapça ile ilgili olarak elimizde, belli sayıda kitabe dışında, Kur’an-ı Kerîm’den başka yazılı belge yoktur. Oysaki diğer Sami dilleri için aynı durum söz konusu değildir. Örneğin Akkadça söz konusu olduğunda, M.Ö. 2600 yıllarının gerisine bile gidilebilmektedir.
  4. Mademki Arapça, Sami dilleri içinde Proto-Semitik’e en yakın ve en eski olan dildir, o halde, bu dillerde var olan kök anlamlarını da içermek durumundadır.
  5. Kur’an içinde biraz dikkatli yapılan okumalar bile, son derece sık kullanılan birçok kökün, kök anlamlarının kaybolduğunu açıkça gözler önüne sermektedir.
  6. Kur’an’ın doğru anlaşılabilmesi, yani Hz Peygamber ve Onun güzide arkadaşlarının onu anladıkları gibi anlaşılabilmesi için, kaybolmuş olan kök anlamların mutlaka belirlenmesi gerekir. Bunun da tek yolu, Sami dillerinde yapılacak olan art süremli semantik çalışmalardır.”[4]

Sonuç olarak diyebiliriz ki Kur’an’la ilgili çalışmalar yapan ilim adamları, yaptıkları çalışmalarda daha sağlıklı sonuçlar elde edebilmeleri adına, yukarıda da ifade etmiş olduğumuz gibi, tarihi süreç içerisinde kelimelerdeki gözlemlenen anlam değişmelerine dikkat etmelidirler.  Bu aşamada gözlemlenen anlam değişmelerinin daha isabetli tespit edilebilmesi için Sami Dilerinin önemi göz ardı edilmemelidir.




[1] Wheeler M. Thackston, İntroduction To Syriac, İbex Publishers yay., Maryland – 1999, s.XXV

[2] Bu konuda bkz.: John Huehnergard, A Grammar of Akkadian, Atlanta, Georgia, 1997, s. 253 vd; s.409-436. Zikreden Salih Akdemir.

[3] Bu konuda daha geniş bilgi için bkz.: Salih Akdemir, Kur’ân-ı Kerîme Dilsel Yaklaşımlar, 1. Uluslararası Kur’ân’ı Yeniden Düşünme.

[4] Salih Akdemir, Kur’ân-ı Kerîme Dilsel Yaklaşımlar, 1. Uluslararası Kur’ân’ı Yeniden Düşünme.