Rus Dilinde Yayınlanan Kur’ân-ı Kerim Çevirilerininin Çeviribilim Açısından İncelenmesi

”RUS DİLİNDE YAYINLANAN KUR’ÂN-I KERİM ÇEVİRİLERİNİNİN ÇEVİRİBİLİM AÇISINDAN İNCELENMESİ”

(Başarılı Bir Rusça Kur’an Çevirisinin Oluşturulmasına Katkı).


Analyzing the Translations of the Qur’an in Russian in Science of Translation

(A Contribution to the Formation of Understandable Translation of the Qur’an in Russian)


“Анализ Переводов Корана Изданных на Русском Языке с Точки  Зрения Переводоведения (Вклад для успешного Перевода Корана на Русском Языке)”

Мурсел Етхем




Atamov, Mursal, “Rus Dilinde Yayınlanan Kur’ân-ı Kerîm Çevirilerinin Çeviribilim Açısından İncelenmesi” (Başarılı Bir Rusça Kur’ân Çevirisinin Oluştu-rulmasına Katkı), Doktora Tezi, Danışman: Prof. Dr. Salih Akdemir, Ankara 2013, VII+250. “Rus Dilinde Yayınlanan Kur’ân-ı Kerîm Çevirilerinin Çeviribilim Açısından İncelenmesi” (Başarılı Bir Rusça Kur’ân Çevirisinin Oluşturulmasına Katkı) isimli araştırmamız Rus dilinde yayınlanan meallerin Çeviribilim açısından değerlendiril-mesini içermektedir. Araştırmamız giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde tezimizin konusu, amacı ve metodu anlatılmıştır. Birinci bölümde Çeviribilim kısaca tanıtmaya çalışılmıştır. Burada Çeviribilim ve Dilbilimin ortaya koyduğu sonuçlardan araştırmamızla ilgili olan kısımlara yer verilmiştir. Daha sonra Rusya Federasyonu’nda Dilbilim ve Çeviribilim geçmişten günümüze kadar olan süreci detaylı bir şekilde ele alınmıştır. İkinci bölümde Kur’ân-ı Kerîm’in çevirilebilirliği konusunu irdelenmiştir. Bu konuda öne sürülen görüşler kısaca değerlendirmiştir. Değerlendirme yapılırken Rus dilinde yayınlanan Kur’ân-ı Kerîm meallerini Çeviribilim açısından incelenmiş ve mütercimleri kısaca tanıtılmıştır. Rus dilinde yayınlanan Kur’ân-ı Kerîm mealleri ve mütercimleri iki kısma ayrılarak tanıtılmıştır. Üçüncü bölümde Rus dilinde daha iyi bir meal yazılması için hangi kriterlere dikkat edilmesi gerektiği konu edinmiş ve teklifler sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Rusça Kur’ân Tercümeleri, Meal, Çeviribilim, Anlam değişmesi.


Atamov, Mursal, “Analyzing the Translations of the Qur’an in Russian in Science of Translation (A Contribution to the Formation of Understandable Transla-tion of the Qur’an in Russian”, Ph.D. Dissertation, Advisor: Prof. Dr. Salih Akdemir, Ankara 2013, VII+250. This dissertation examines the translations of the Qur’an in Russian from the point of Science of Translation. The dissertation consists of introduction and three chapters. The introductory chapter explains the topic, importance, and method. The first chapter presents the field of the Science of Translation with a special reference to the related results of the Science of Translation and Linguistics for the study. This chapter also deals with in detail the place of Linguistics and the Science of Translation in Russia Federation from past to present. The second chapter examines to what extent the Qur’an can be translated. In this chapter the approaches related to the translation of the Qur’an is documented. In evaluation of the translations, the translations of the Qur’an in Russian are analyzed from the point of the Science of Translation and the interpreters of these Qur’an translations are briefly introduced in two parts. The third chapter deals with the question of generating an effective and un-derstandable Qur’an translation. In this context the resolutions are presented in forming criteria for the Qur’an translation. Key Words: Qur’an Translations in Russian, Translation Studies, Semantic Change.


ÖNSÖZ

Rus Dilinde Yayınlanan Kur’ân-ı Kerim Çevirilerininin Çeviribilim Açısından İncelenmesi ve “Başarılı Bir Rusça Kur’ân Çevirisinin Oluşturulmasına Katkı” yapmayı hedeflediğimiz tezimiz giriş, üç bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır.

Giriş bölümünde tezimizin konusu, amacı ve metodu anlatılacaktır.

Birinci Bölümde Çeviribilimi kısaca tanıtmaya çalışacağız. Burada Çeviribilim ve Dilbilimin ortaya koyduğu sonuçlardan araştırmamızla ilgili olan kısımlara yer vereceğiz. Daha sonra Rusya Federasyonu’nda Dilbilim ve Çeviribilimin geçmişten günümüze kadar olan sürecini detaylı bir şekilde ele alacağız.

İkinci Bölümde Kur’an’ı Kerim’in çevirilebilirliği konusunu irdeleyeceğiz. Bu konuda öne sürülen görüşleri kısaca değerlendireceğiz. Değerlendirme yapılırken Rus dilinde yayınlanan Kur’an’ı Kerim meallerini Çeviribilim açısından inceleyeceğiz ve mütercimlerini kısaca tanıtacağız. Rus dilinde yayınlanan Kur’an’ı Kerim meallerini ve mütercimlerini iki kısma ayırarak tanıtacağız.

Üçüncü Bölümde Rus dilinde daha iyi bir meal yazılması için hangi kriterlere dikkat edilmesi gerektiğini konu edineceğiz ve teklifler sunacağız. İkinci ve üçüncü bölüm tezimizin esas kısmını oluşturmaktadır.

Sonuç kısmında ise çalışmada ulaştığımız verileri değerlendireceğiz.

Bize emeği geçen ve jüri olarak tezimizi okumak zahmetinde bulunan Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu, Prof. Dr. Halis Albayrak, Prof. Dr. Durmuş Arık, Prof. Dr. İsmail Çalışkan ve danışmanım Prof. Dr. Salih Akdemir hocalarıma şükranlarımı sunarım.




GİRİŞ

Allah (c.c.) katında tek din İslam’dır. İslam, sadece son peygamber Hz. Muhammed’in bildirdiği dinin değil, fakat Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e dek bütün Allah elçilerinin bildirdiği dinin adıdır. İslam dininin temeli Tevhid’dir. Bunun anlamı şudur: Yeryüzünde Allah dışında boyun eğilecek hiçbir otorite yoktur. Ancak insanlar, peygamberler tarafından bildirilen bu ve diğer gerçekleri, zaman içinde yanlış yorumlayarak onları tahrif etmekte gecikmemişlerdir. Nitekim Son Çağrı Kur’ân-ı Kerîm indiği zaman Tevhid inancı adeta yeryüzünden silinmişti. Bu yüzden Kur’ân’ın gerçekleştirmek istediği ilk amaç Tevhid inancını yeniden tesis etmek olmuştur. Kur’ân-ı Kerîm, kendinden önceki kitapları onaylamak için geldiğini açıkça vurgulamaktadır. Bunun dışında Kur’ân, mesajını muhataplarına sunarken önceki vahiylere sık sık müracaat etmektedir; çünkü peygamberler birbirlerini onaylamak için gönderilmişlerdir. Şu halde Kur’ân-ı Kerîm’in, kendini, kendinden önceki vahiylerin onaylayıcısı (musaddık), hatta daha da önemlisi koruyucusu (müheymin) olarak takdim etmesine şaşırmamak gerekir. Yani hangi dine mensup olurlarsa olsunlar Kutsal Kitap araştırmacıları, araştırmalarında başarılı olmak istiyorlarsa, vahiy sürecini bir bütün olarak ele almak zorundadırlar. Bu ise dünyamızda karşılıklı saygı ve sevginin oluşmasına ve dolayısıyla evrensel barışın gerçekleşmesine çok büyük bir katkı sağlayacaktır.

Kutsal Kitap çevirileri, insanlık tarihinde çok büyük bir öneme haiz olmuşlardır. Örneğin, Tevrat, Babil sürgününden sonra (m.ö.587) Yahudi devletinin önemini yitirmesi sonucu Aramice’ye çevrilmiştir. Yöreye Yunan medeniyetinin egemen olması sonucu da Tevrat, m.ö. 270 yılında (Yetmişler Çevirisi/Septuagint) Yunanca’ya çevrilmiştir. İnsanlık Hz. İsa ile birlikte (Müjdesine/Evangelion) kavuşmuştur. Hz. İsa kısa süren peygamberliği sırasında mesajını Aramice sunmuştu. Ancak, Hz. İsa’nın kısa süren tebliği, mesajının sağlığında yazıya geçirilmesine imkân vermemiştir. Bu yüzden müjdesinin (Evangelion) Yunanca çevirilerinin ön plana çıktığına tanık oluyoruz; öyle ki 325 yılında gerçekleşen İznik Konsülünde birçok İncil arasından kilisenin esas aldığı dört İncilin (Matta, Markos, Luka ve Yuhanna) Yunanca olduklarını ifade etmek gerekir. Aziz Jerome 405 yılında Yahudiliğin ve Hıristiyanlığın tüm Kutsal Kitap’larını, “Vulgate” adı altında Latince’ye çevirmiştir. Özellikle Martin Luther’in 1521 yılında Kutsal Kitab’ı Almanca’ya çevirmesinden sonra bütün Batı dillerine çevrilmiştir. Bu çeviriler arasında İngiltere kralı James’ın yaptırdığı İngilizce çeviri en önemlilerinden biridir. Günümüzde hemen bütün Batı dillerinde Kutsal Kitab’ın birçok çevirisi bulunmaktadır.[1]

Yüce Allah, Aziz Pavlus’un, Hz. İsa’nın Müjdesini Tevhid çizgisinden uzaklaştırması üzerine, insanlara Tevhid’i en açık bir biçimde bildirmek amacıyla, Son Çağrı Kur’ân-ı Kerîm’i, 610 ile 632 yılları arasında son peygamberi Hz. Muhammed’e indirmiştir. İnsanlık, Kur’ân-ı Kerîm ile birlikte daha önce tanımadığı en büyük uygarlığa kavuşmuştur.

İnsanlığa Son Çağrı olan Kur’ân-ı Kerîm’in de gerek Doğu’da ve gerekse Batı’da birçok dile çevrildiğine tanık oluyoruz.  Bu çeviriler içinde en eski olanları Farsça Kur’ân-ı Kerîm çevirileridir. Daha sonraları Türklerin İslam dünyasına lider olmalarıyla birlikte Türkçe Kur’ân-ı Kerîm çevirileri de yapılmıştır.[2]

Avrupalılar, Kur’ân-ı Kerîm’i kendi dillerine ilk olarak Latince’den tercüme etmişlerdir.[3] İtalyanca, Almanca ve Felemenkçe’ye yapılan ilk tercümeler, Latince’deki ilk tercümeden adapte edilerek yapılmışlardır. Ancak XVII. asrın ikinci yarısından itibaren Fransızca ilk tercüme doğrudan doğruya Arapça’dan yapılmıştır.[4]

Doktora tez konumuzu oluşturan Rusça Kur’ân-ı Kerîm çevirilerine gelince, bu çeviriler XVII. asrın sonlarına doğru ortaya çıkmaya başlamıştır.[5] Kur’ân-ı Kerîm’i Arapça’dan Rusça’ya ilk tercüme eden Boguslavskiy Dmitriy Nikolayeviç sayılmaktadır. Fakat bu meal hemen yayınlanma şansına mazhar olamamıştır. Dolayısıyla ilk tercüme edip yayınlayan Gordiy Sergeyeviç Sablukov olmuştur. İlk ciddi adımlar I. Petro (1672-1725) zamanında atılmıştır. Onun emriyle Doğu ülkelerden getirilen edebiyat ve her türlü kültür eserlerinin toplandığı ve korunduğu bir mekân açılmıştır.[6]

Rusça Kur’ân-ı Kerîm çevirileri, bildiğimiz kadarıyla, birkaç tez ve araştırmalarda inceleme konusu olmuştur. Prof. Dr. Şevki Saka danışmanlığı altında Kur’ân-ı Kerîm’in Rusça Tercümeleri (Mana ve Doğruluk Bakımından Değerlendirilmesi)başlıklı doktora tezi İsmail Shovkhalov tarafından 2006 yılında başarıyla savunulmuştur. Araştırmacı, doktora tezinde, 2006 yılına kadar yapılan Rusça Kur’ân-ı Kerîm çevirilerini kronolojik sıraya göre incelemektedir. Araştırmacı, yöntem olarak öncelikle, çeviri yapan mütercimler ve çevirileri hakkında değerli bilgiler vermekte, daha sonra çevirilerde rastladığı çeviri hatalarına dikkatleri çekmekte ve ender de olsa özellikle Kuliev Elmir Rafaeloğlu ve Magomed – Nuri Osmanoviç Osmonov çevirisiyle ilgili olumlu değerlendirmede bulunmaktadır.

Diğer bir çalışma da Prof. Dr. Mehmet Paçacı danışmanlığında “İgnatiy Yulianoviç Kraçkovskiy ve İman Valeriya Porohova’nın Rusça Kur’ân Tercümeleri” başlıklı yüksek lisans tezi olup Saida Saipova 2006 yılında başarı ile savunmuştur.[7] Saida Saipova çalışmasında İ. Kraçkovskiy ve V. Porohova tarafından yapılan çevirileri inceleme konusu yapmaktadır. O bu iki mütercim üzerinde yoğunlaştırmasının nedenini şu şekilde açıklamaktadır: her iki mütercimin Kur’ân-ı Kerîm’i Arapça aslından çevirmeleri ve İ. Kraçkovskiy’nin bir oryantalist, V. Porohova’nın ise Müslüman olmasıdır. Araştırmada İ. Kraçkovskiy ve V. Porohova hakkında geniş bilgiler verilmekte, sonra da çevirileri hakkında değerlendirmelerde bulunulmaktadır.[8]

Ayrıca burada İsmail Çalışkan’ın Kazakistan’da yayınlanmış olan ve Rusça Kur’ân çevirilerinden de söz eden bir makalesini belirtmek gerekir: “Kazakistan’dağı Kuran Jane Tapsir Edebiyeti (Kazakşa Jane Orısşa Şığarmaşılıktar I-II” (Kazakça): “Қазақстандағы Құран және тәпсір бойынша әдебиеттер: қазақ тіліндегі

еңбектер (Дінтанулық талдау)” Қ. Сұлтанов // Қазақстанның ғылымы мен

өмірі=Наука и жизнь Казахстана, (Science and life of Kazakhstan-International popular sience journal), 2011. С.92-98 б.[9] İsmail Çalışkan’ın bu araştırmasında Kazak dilinde yayınlanmış olan tefsir alanındaki çalışmalardan söz ederken bizim de çalışmamızda esas aldığımız kimi Rusça Kur’ân çevirileri hakkında değerli bilgiler vermektedir.

Rusça Kur’ân-ı Kerîm çevirileri ile ilgili yapılan bu araştırmalar hakkında değerlendirmemizden sonra doktora tez konumuzun başlığını şimdi burada zikretmek büyük bir önem taşır:

Rus Dilinde Yayınlanan Kur’ân-ı Kerîm Çevirilerininin Çeviribilim Açısından İncelenmesi (Başarılı Bir Rusça Kur’ân Çevirisinin Oluşturulmasına Katkı).

           Başlık dikkatlice okunduğunda araştırma konumuzun, önceki araştırmalardan tamamen farklı olduğu kolayca anlaşılır. Diğer araştırmacılar araştırmalarını çeviribilim açısından gerçekleştirmemişlerdir. Daha da önemlisi, başarılı bir Rusça Kur’ân çevirisinin oluşturulmasına katkı gibi bir endişeleri de yoktur. Bu durum araştırmamızın özgün yönünü oluşturmaktadır.




SONUÇ

İnsanlığın mazhar olduğu en büyük medeniyetlerden birini oluşturan İslam medeniyeti Kur’ân merkezli bir medeniyettir. Bu yüzden Kur’ân-ı Kerîm’in doğru bir biçimde anlaşılması hayati bir önem arz etmektedir. Son dönemlerde gelişme gösteren, bizim de araştırmamızda yer verdiğimiz Dilbilim ve Çeviribilim alanındaki araştırmalar sonucunda ortaya çıkan veriler, Kur’ân-ı Kerîm’in daha iyi anlaşılabilmesi için birçok yararlı usuller sunabilmektedir. Ancak günümüzde Kur’ân sahasında eser veren araştırmacılar bahsettiğimiz modern ilimlerden genelde gereği gibi yararlanamamaktadırlar. Sonuç ortadadır. Yapılan çalışmalarda bazı Kur’ân ayetleri yanlış anlamlandırılmış ve dolayısıyla yanlış çevirilmiştir.

Bu söylediğimiz tespitler Rus dilinde yapılan çalışmalar için de geçerlidir. Bu amaçla, araştırmamızda “Rus Dilinde Yayınlanan Kur’ân-ı Kerîm Çevirilerininin Çeviribilim Açısından İncelenmesi”ni ve “Başarılı Bir Rusça Kur’ân Çevirisinin Oluşturulmasına Katkı” sağlamak istedik.

Araştırmamız esnasında, genel çeviri faaliyetlerinin Rusya’nın Bizans döneminde yaptığı siyasi ve ticari ilişkilere kadar uzandığını gördük. Bununla birlikte, “Rus Dilinde Yayınlanan Kur’ân-ı Kerîm Çevirilerinin,” bazı çalışmaların önce XVII. asırdan itibaren Batı dillerinden Rusça’ya yapıldığını, bazılarının ise XIX. asırdan itibaren Arapça’dan Rusça’ya kazandırıldığını tespit ettik. Batı dillerinden Rusça’ya tercüme edilen meallerin, o dönemdeki insanların ihtiyaçlarını karşılamakla birlikte, bazı çeviri hataları içerdikleri sonucuna ulaştık.

Arapça’dan Rus diline tercüme edilen meallere gelince; bu meallerin kendinden önceki çalışmalara nazaran daha başarılı oldukları görülmüştür. İlk girişimciler kendi alanlarında uzman oldukları için orijinal tespitlerde bulunabilmişlerdir. BoguslavskiyDmitriy Nikolayeviç, Sablukov Gordiy Semönoviç ve Kraçkovskiy İgnatiy Yulianoviç tarafından Arapça’dan Rusça’ya yapılan meallerin kaynak dil odaklı olduklarını söyleyebiliriz. Erek dil odaklı mealler arasında ise Osmanov Magomed – Nuri Osmanoviç ve Kuliev Elmir Rafaeloğlu’nun çalışmalarını gösterebiliriz. Yapılan en serbest meal ise Şumovskiy Teodor Adamoviç’e aittir.

İncelediğimiz meallerde başarılı çeviri örnekleriyle karşılaştığımız gibi Dilbilim veÇeviribilim açısından hatalı tercümelerle de karşılaştık. Bu hataların; anlam bağlam ilişkisi, gramatik yapıyı dikkate almama, Kur’ân’ın anlatım uslübunu fark edememe, deyim ve mecazların karşılıklarını verememe şeklinde olduğunu tespit ettik.

Tarihi süreç içerisinde bazı fiil köklerinin anlam değişmelerine uğradığı bir vakıadır. Bu fiil köklerinin anlam değişmesi sonucunda kök anlamından uzaklaşarak yeni anlamlar kazandığını gördük. Araştırmalarım esnasında, anlam değişmelerinde işlevsel bir öneme sahip olan ve Sami Dilleri araştırmalarında kullanılan art süremli(diachronic) semantik ve süremli (synchronic) semantik çalışmalarından yararlandık ve bu metodu uyguladık. Araştırmamızda birçok fiil kökünün, kök anlamını bu sayede tespit etme imkânını elde ettik.

İlgili bölümlerde, yukarıda söylenenlerle ilgili örneklemeler yaparak konumuzu temellendirmeye çalıştık ve deliller sunduk. Araştırmamızın hedefinden uzaklaşmamak için örnekleri sınırlı tuttuk.

Tezimizin Üçüncü Bölümünde, özel anlamda “Başarılı Bir Rusça Kur’ân Çevirisinin Oluşturulmasına Katkı”da bulunacak, genel anlamda ise, bütün Kur’ân çalışmalarında araştırmacılara yol gösterecek biçimde bazı tekliflere yer verdik. Tekliflerimizi maddeler halinde sunarak örneklerle açıklamaya çalıştık.

Netice itibariyle başarılı bir Kur’ân çevirisinin oluşturulabilmesi için tezimizde sunduğumuz teklifleri zikredecek olursak şu başlıklar altında sıralayabiliriz:

  1. Öncelikle başarılı bir Kur’ân çevirisinin oluşturulabilmesi için Esbab-ı Nüzulilminin dikkate alınması kaçınılmazdır.
  2. Diğer bir teklif olarak şunu ifade etmek istiyoruz ki Kur’ân’ın sözlü bir metinolduğu unutulmamalıdır ve Kur’ân’ın bu özelliği göz ardı edilirse ciddi hatalara düşme tehlikesi vardır.
  3. Kur’ân’ın “Musaddık” ve “Müheymin” olan sıfatlarının ne anlama geldikleri ve ne işe yarayabilecekleri dikkate alınmalı ve yeri geldiğinde Kur’ân’dan önceki vahiylerden istifade edilmelidir.
  4. Tezimizin de en önemli konularından biri olan “Anlam Değişmeleri” dikkatlice ve teferruatlı bir biçimde incelenmeli ve bunun önemi üzerinde durulmalıdır. Nitekim başarılı bir Kur’ân çevirisini oluşturabilmek için fiil köklerinin herhangi bir anlam değişimine uğrayıp uğramadığının tespit edilmesi ve atılacak adımların bu çerçevede yürütülmesi zorunludur.

Tezimizde değerlendirmesini yaptığımız Rusça Kur’ân mealleri ve bunun sonucunda tespitlerimiz ve teklif ettiğimiz önerilerin Kur’ân çalışması yapacak araştırmacılara yol göstereceğini umuyoruz.